sen yabancıların en yakınıydın. ne seninle tanıştım ne de senden uzaklaştım. seninle kavgam bir türlü bitmedi çünkü kendiyle savaşan yenemezdi. evet, benim kavgam benimleydi. mahşer alanım kafamın içindeydi. taş da bendim, mızrak da. kılıç da bendim, silah da. kendimi öldürdüm defalarca, kimse bunu farketmedi, annem bile ses etmedi. savaşı bitirmek için çabaladım çünkü hiç kimse kuyuya düşmek istemez, çünkü bilir ki yusuf bile kendini kurtaramadı kuyudan. onu yerliler bulmasaydı hâli ne olacaktı? kimse taşın altında kalmak istemez, kimse köpekbalığının midesinde yaşamak istemez, kimse bir mağarada saklanmak istemez. zaten örümceklerde yalnızca peygamberleri korur. benim zihnimi hangi ağ koruyacak? beni kuyudan kim kurtaracak? tanrı bana ne zaman sarılacak? bir gece göğe yükselecek miyim yoksa taşlanacak mıyım güneşin en kızgın olduğu vakitte? tanrım ben ne peygamberdim ne melek, ne bebek. ama benim bu hâlim ne olacak?
onbeştemmuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
birileri ve gürültüleri
Poetrygittikçe daha yabancısın anlayacağın, gittikçe daha az evindesin. instagram-twitter | @nerossable