öldürmeyen şey çürütür

421 56 2
                                    

küçüğüm. bazı şeyleri çok geç farkettin ve düştüğün kuyudan kurtuluşun yok. çıkmaz sokağa yürüyorsun. yıkanıyorsun ama temizlenemiyorum, diyorsun. biliyorum ben seni. çocukluğunun masumluğuna kan bulaştırdılar senin, küçüğüm. kül dolu avuçlarını beyaz elbisene sürdüler. geceleri seni korkudan uyutmayan yatağının altındaki canavarlar gerçekti. gündüzleri yeşil koltukta o canavarlarla oyun oynuyordun. izledim seni bir kaç gün. mutluydun. elleri her yerdeydi o canavarların, kucakları kirliydi. ve sen öyle masumdun ki. farkında değildin olan bitenin. büyüdün şimdi, artık mutlu değilsin. o yeşil koltukta benim yüreğime kuruldu. sen benim içimdesin, seni içimde büyütemedim hiç. -hep bir yanım çocuk-. canavarların elleride büyüdü seninle birlikte. boğazımı sıkıyor o eller. kirli tırnaklarını tenime saplıyorlar, bağırmak istedikçe nefesimi kesiyorlar. yıkanıyorum ama temizlenemiyorum, senin gibi. artık oyunlarıda hiç sevmiyorum. seni o oyunlardan koruyamadım çünkü. seni o yeşil koltuktan kaldıramadım. içimdesin, oturuyorsun. seni kurtaramadıkça kendimi öldürüyorum ve bir gün oyunu ben bitireceğim, küçüğüm. sana söz veriyorum.

sekizmart-

birileri ve gürültüleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin