ne zamandan beri eylül ayındayız bilmiyorum. tarihleri unuttum. saat kaçta okuldan çıktım, eve ne ara geldim bilmiyorum. günleri unuttum. arkadaşlarımla kaç aydır konuşmuyoruz bilmiyorum. onları unuttum. bugün buğra bana çok değiştin dedi, kendin gibi davranmıyorsun. ben de ona nasıl davrandığımı bilmiyorum dedim, eskiden nasıldım ki. bir anda içimde bir şeyler devrildi. bir şeylerin yeri değişti. ellerim buz kesildi, eskiden ellerim hep buz kesilirdi. eski, eski, eski. kafamda sürekli dönen bir şarkı vardı. adı neydi. rehber-sorgu. bir şeyler daha anlamlı gelirdi. yaşamayı severdim. acı çekmeyi nimetten sayardım. çünkü mutluluğun bir tadı olurdu. şimdi acı çekmiyorum. en son ne zaman ağladığımı hatırlamıyorum. insanların yanındayken çok fazla gülüyorum, her şeye gülüyorum. gülünecek bir şey olduğundan değil, yalnızlıktan. evet, eskisi gibi değilim. tatlı dilli değilim. incitmekten korkan o masum kız değilim. konuşmak için çabalayan ben değilim. çünkü öyle yalnız kaldım ki, kendimden başka kimseye muhtaç olmadığımı anladım. içimden geldiği gibi davranıyorum. kırıyorum, döküyorum. kendi esprilerime kendim gülüyorum. insanların ne dediğini önemsemiyorum. nasıl giyindiğime dikkat etmiyorum, ya da nasıl gözüktüğüme. çünkü hiçbiri yoktu yanımda, yalnızlıktan ağladığım gecelerde. bir tek ben. yalnızca ben. hayatım boyunca tek dostum olacak olan ben.
yirmidörteylül-
bunu ben çizdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
birileri ve gürültüleri
Poesíagittikçe daha yabancısın anlayacağın, gittikçe daha az evindesin. instagram-twitter | @nerossable