Gözlerim yol boyu hiç konuşmayan felixe kaymıştı. Uyuyakalmıştı ve kafasına cama yasladığı için cama adeta yapışmıştı.
Arabayı minhonun evinin önüne park ettiğimde arabadan yavaşça inip felixin yanına ilerledim kemerini çözüp uyandırmamaya dikkat ederek kucağıma aldım.
Felixin dizlerinin altında kalan elimle yavaşça zile basmıştım.
Ve felix o esnada gözlerini açtı.
+ Hyun?
Tam o esnada Minhonun kapıyı açıp dik dik bize bakmasıyla açıklama yapmak için ağzımı araladım.
M: ne yaşandıysa gerçekten bilmesem daha iyi olur.
- olum mal mısın göründüğü gibi bişey yok.
Minho kulaklarını tıkayarak ve bir yandan kahkahalar savurarak içeri ilerlemeye başlamıştı. Bende hala kucağımda olan felixi yavaşça yere bıraktım.
Minhonun yanına ilerlediğimde her yeri süslediğini ve neredeyse her şeyin hazır göründüğünü fark ettim.
İçeridekiler tek tek suratlarını bana ve felixe çevirmeye başlamıştı. Bangchan ve jeongin felixle ilk kez tanışacaktı.
Küçük bi el sıkışma faslı ardından oturmak için koltuklara ilerledik.
-e ne yapıyoruz şimdi ?
M: her şey hazır zaten jisungu bekliyoruz.
- ya sen böyle bir şeyi bildiğini bizden niye saklıyorsun güzel kardeşim. Jisung kaç günlerdir perişan. Hatta kaç aylardır yani..
M: emin olmam gerekirdi.
Je: bence çok belliydi ama yine de sen bilirsin tabi.
M: her neyse şimdi iyi dinleyin. Jisung geldiğinde herkes burada oturuyor. Ben ona yalnız konuşmak istediğimi söyledim. Sizden haberi yok yani. Işıklar kapalı olacak. İki kişinin mutfağa geçmesi gerek ki biri pastayı biride hazırladığım sürprizi getirsin. Ben onu içeri getirdiğimde herkes sürpriz diye bir yerlerden çıksın sonrada mutfaktaki iki kişi pastayı falan getirsin işte.
- sürpriz nerede? biz Felixle hallederiz mutfağı.
M: kutu var masanın üstünde görürsünüz zaten.
Felixe kafamla mutfağa gitmemiz için işaret etmiştim. Olabildiğince tek bırakmamaya çalışıyordum çünkü henüz yeni tanıştığı kişiler olduğu için çok rahatsız hissetsin istemiyordum.
-sen pastayı dolaptan çıkar, jisung içeri ilerlerken mumları yakarız. Hediye de burada galiba.
Masanın üstündeki kutuyu alıp felixin yanına ilerledim. Kutuyu açtığımda içinde Jisung ve Minhonun birlikte çekildikleri bir sürü fotoğraf vardı ve birde upuzun bir not bırakmıştı. Okumak için elime aldığımda felix elimden alıp içine geri bırakırken kutunun kapağını kapadı.
+Özeldir hyun, ellemesene.
- haklısın.
Çok geçmeden zilin çalmasıyla minho telaşla ışıkları kapatın diye bağırmaya başlamıştı. Işıkları kapatıp az önce kafamda planladığım yere saklanabilmek için felixin kolundan tutup en köşeye doğru hızla çekiştirmeye başladım.
Dış kapı mutfağa bakıyordu ve bizde görünmemek için buzdolabının yan kısmıyla duvar arasında kalan dar boşluğa girebildiğimiz kadar girmiştik.
Yüzümüz birbirine o kadar yakındı ki felixle vücutlarımızın bütünleştiğini hissetmiş olabilirdim.
+Ben arkama döneyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sütlü Kahve // HYUNLİX
FanfictionYarım bıraktığı sütlü kahve hala ılıktı. Yetişebilirmişim.. ° Üzüntü, ilgisizlik, aşk ve psikoloji konularını ele alan bir angst. °cinsellik, intihara meyilli davranışlar ve küfür içermektedir!