Sütlü Kahve // HYUNLİX

Önemi yok. Zaten konuşmayacağım.

Gözlerimi yavaşça aralarken boğazımda sanki bok yemişim gibi bir tatla uyanmıştım. Gözlerimi sertçe ovuşturup komodinin üzerinde duran telefondan saate baktım.

Mutfaktan gelen seslerle ne olduğunu anlamak için üzerime bir şeyler giyip odamdan çıktım.

Felix kendine yine kahve hazırlıyordu. Ayak seslerimden anlamış olacak ki kafasını bana çevirdi.

- Günaydın.

+ Sana da.

- Kahve mi hazırlıyorsun?

Kahve hazırladığını gördüğüm halde kahve mi yapıyorsun diye sormam saçma olsa da laf olsun diye sormuştum işte.

+ Aynen.

-Bana da yapsana.

+Kahve sevmiyordun?

- Hala sevmiyorum.

Bu seferde kafamda kırarsın artık diye mırıldandığını duydum ama sesimi çıkartmadım.

+Sütlü yapıyorum. Emin misin?

Onaylar anlamda başımı salladım.

Sütlü kahveden gerçekten nefret ederdim. Kahveyi sade içtiğimde bir tık daha çok içilebilir hale geliyordu. Ama belki de anlaşmak için bazı şeylere katlanabilirdim.

Anladığım üzere Felix sütlü kahveyi çok seviyordu. Ve bir kitapta okuduğuma göre "karşınızdaki insanı daha iyi tanıyabilmenin en iyi yollarından biri onun sevdiği şeyleri sevmeyi denemektir".

En azından dünkü olay üstüne bunu deneyebilirdim. Belki aramızı yumuşatırdı.

Sonuçta siktir edip kavga çıkartıp dursam kime ne yararı var?

Sevmek zorundayım işte. Annem yüzünden istemediğim bir şeyi yine yapmak zorundayım.

Felix bir özenle bardaklara paketini açtığı kahveyi boşaltıp ardından ısıttığı sütü üstüne ekledi. Hazırladığı kahvelerle yanıma geldi ve elindeki iki bardaktan birini benim önüme bıraktı.

Yanıma oturmasını beklerken elindeki tek kahve bardağıyla mutfak kapısına yönelmişti.

-Nereye?

+Odamda içmek istiyorum.

- Otursana.

+ Kahveni iç kahvaltını birazdan hazırlarım. Yapacak işlerin falan varsa hallede koy istersen.

- İşim yok. Otursana diyorum?

+ Mümkünse bir süre yan yana kahve içmeyelim değil mi?

- Saçmalama felix gerçekten dün olan olayı uzatıp duracak mıyız? Özür diledim işte.

+ Asıl sen saçmalama. Çocuk muyum ben olayı uzatıp duracak? Sadece yalnız içmek istiyorum.

- yalnız kalmak istiyorum diyosun yani ?

Kafasını sallayıp yanımdan ayrıldığında sesimi çıkartmadım. Dün olanlardan sonra yanımda durmak istememekte haklıydı. Ne diyebilirdim ki dün kafana bardak fırlattım ama olsun gel sohbet ederiz falan mı?

Mutfaktaki kapıdan balkona doğru ilerledim. Her içtiğimde midemin bulandığını hissettiğim kahveden bir yudum daha aldım ve masaya bıraktım. Balkonda bulunan masanın üstündeki küllüğü ve paketi alıp en köşeye, favori mekanıma oturdum.

Sürekli kullandığım çakmağı alıp sigarayı yakmak için ağzıma götürdüm.

-Hay siktiğimin!