BÖLÜM 25

1.8K 118 36
                                    

Tae yüzüne çarpan güneş ışınlarıyla anlık uykusundan uyanmıştı, oldukça halsiz hissediyordu. Battaniyeyi kafasına kadar çekip gözlerini kapattı, boğazının düğümlenmesiyle tam da içinden "ağlamayacağım" diye söylenirken gözünden bir damla yaş süzülmüştü.. şişmiş gözlerinin yandığını o kadar çok hissediyordu ki acısına dayanamayıp lavaboya gitti.

Lavaboya girip yüzünü yıkarken karşısında duran aynaya baktı, gözleri şişmişti. Dayak yemiş gibi duruyordu aynı.. Jungkook'un ya da onun ailesinin, onu bu duruma getireceğini/onlar yüzünden bu duruma düşeceğini asla bilmiyordu hatta aklının ucundan bile geçmemişti.

Lavabodan çıkıp sulu gözlerle yatağına geçip oturdu, iç çemeye başlarken kapı çalınca eliyle ağzını kapattı.

"Tae, sana sürprizimiz var"

Tae hıçkırarak ağlarken sesini çıkartmadı, sürprizlere her zaman bayılırdı. Merakla ayağa kalkıp göz altlarını sildi ve kapıya doğru adımladı, kapının kilidini açıp kulpunu kavradı ve kapıyı da açtı.

Karşısında Jungkook'u görünce yanında sevinçle gülümseyen annesine baktı anlık olarak, dolan gözlerinden yaşlar akarken tekrar Jungkook'a döndü ve seslice ağlayarak sıkıca ona sarıldı.

Jungkook gülümserken ağlayarak ona sarılan Tae'ye karşılık yüzü düşmüş ve sadece ona sarılabilmişti, annesi onları bir süre izleyip geriye çekildi ve dolan gözleri ile yanlarından ayrıldı.

Jungkook gözlerini kapatmış ve çenesini Tae'nin omuzuna yaslamıştı, sessizce mırıldandı..

"ben geldim bebeğim, artık buradayım.. ağlama"

Tae ağlayarak geriye çekilip arka arkaya omuzuna vurarak ona kızmaya başladı

"Neden beni bu kadar ağlattın, neden peşimden gelmedin, neden mesajlarıma dönmedin, neden Jungkook? Beni sevmiyorsun sandım.. kandırdın beni sandım Jungkook."

Jungkook bir şey yapmadan onu dinledikten sonra son dedikleriyle boğazı düğümlenmiş ve onu sıkıca kolları arasına almıştı.

"Hayır hayır.. ben seni gerçekten çok seviyorum, öyle bir şey asla olmayacak"

Tae de ona sarılmıştı ve Jungkook onu kucaklayıp arkadan ayağı ile kapıyı kapattı, karşısında duran yatağa oturup Tae'nin saçlarını okşadı. Tae'nin ağlaması yavaş yavaş kesilirken ellerini yanaklarına yerleştirip başını kaldırdı, baş parmakları ile göz yaşlarını silerken üzgünce gözlerine baktı.

"Ne yaptın sen böyle gözlerine hm? Kıpkırmızı ve kocaman olmuşlar.."

Tae burnunu çekip omuz silkti ve yatağa baktı.

"Senin yüzünden."

Tekrar ağlayacak gibi olup Jungkook'a çevirdi bakışlarını

"Hemen arkamdan gelseydin tüm gün boyunca ağlamazdım."

Jungkook en sonunda dayanamayıp neler olduğunu anlatmak için derin bir nefes aldı.

"Bunu yapmak istemediğimi mi sanıyorsun? Geliyordum Tae.. annem beni durdurup gidersen geri gelme dedi. Bende oturup düşündüm, bana bir vasfı olmayan kişilerin yanında değil de sevdiğim adamın yanında olmaya karar verdim. Tüm eşyalarımı toplayıp geldim ve her şeyimi, bağlarımı da dahil. Onlardan ayırdım, sadece sen varsın benim için artık. Taehyung."

Tae bu sözlere dayanamayıp bu seferde sevinçten ağlamış ve onu dudağından öpmüştü uzunca.

"Seni seviyorum Jungkook.."

"Ben de seni seviyorum bebeğim."

Jungkook, Tae'yi kucağından indirmeyip onun olanları atlatması için ve sakinleşmesi için her şeyi yapmıştı. Sonra yemekte yediler tabii.. ardından Jungkook annesinden öğrendiği buzlu kaşık olayını Tae'nin gözlerine uyguladı şişlerinin geçmesi için, tabii Tae her ne kadar mızmızlansa da..

YAZARKEN AĞLADJM IMDAT 😭

SİZ AĞLAMAYIN KIYAMAM BEN SİZEEE

SON BÖLÜM OLSUN MU BU? ÇÜNKÜ BENCE BUNUN DEVAMI YOK LSNSJDJJDND TABİİ DEVAMI OLSJN DERSENİZ UZUN BİR SÜRE DÜŞÜNEBİLİRİM KSNSNNSNDNDNDN

Neyse hadi sizleri öptüm kocaman, ayrıca sizi seviyorum bebişler unutmayın MUAH

(486 kelime)

𝗙𝗼𝗿 𝗠𝗲 //𝗧𝗮𝗲𝗸𝗼𝗼𝗸 [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin