Ertesi gece, semtimizin barlarından birinde Amanda, Jo ve birkaç başka arkadaşımızla buluşmayı planlamıştık. Heyecanım hiç dinmiyordu. Altüst olmuştum. Heyecan, gerginlik ve sindirmeye vakit bulamadığım yüzlerce farklı duyguyu bir arada yaşıyordum. Ama şüpheli değildim. Kesinlikle değildim. Ruby'ye kafede daha fazla çalışmak istediğimi söyleyince çok mutlu olmuştu. Geçen gün kafasının karışık olmasının sebebi, hamile olduğunu anlamasıymış. Üniversiteyi bırakmam, onun için harika bir zamana denk gelmişti. Eninde sonunda okula dönecektim. Belki öğretmen olurdum.Bilemiyordum. Bunu düşünmek için daha çok vardı.
Yeni evimize yakın, küçük bir bardaydık. Dört kişilik rock grubu, küçük köşe sahnesinde, grunge klasiklerini yeni şarkıların arasına sıkıştırıp çalıyordu. Jo, oturdukları masadan bize el sallıyordu. Taehyung'la tanışacağı için çok
heyecanlıydı. Köpek yavrularından bile çok zıplıyordu.Tekrar tekrar, "Taehyung, seninle tanıştığıma çok memnun oldum," dedi. Neyse ki sadece o kadardı. Ona sulanmaya kalksaydı araya girecektim tabii. Fakat Amanda'nın artık kaşlarını rahatlatması gerekiyordu. Ama en azından annemle babamın aksine, onun protestosu sessizdi. Benim için endişelenmesini takdir ediyordum ama Taehyung'un etrafımızda olmasına alışmak zorundaydı.
Taehyung, içkilerimizi söyleyip arkama çektiği sandalyeye geçti. Müzik, konuşmamızı engelleyecek kadar yüksekti. Kısa bir süre sonra Jung hyun ve Jimin geldiler. Ağabeyim ve kocam arasında hassas bir barış sağlanmıştı. Buna çok seviniyordum
Taehyung, kulağıma yanaştı. "Sana bir şey sormak istiyorum."
"Sor."
Elini belime dolayıp beni kendine doğru çekti. İşini kolaylaştırıp kalktım, kucağına oturdum. Sıcacık gülümseyerek kollarını etrafıma doladı, sımsıkı sarıldı.
"Hey."
"Hey," dedim. "Bana ne sormak istiyordun?"
"Düşünüyordum da... senin için yazdığım şarkılardan birini dinlemek ister misin?"
"Gerçekten mi? Bayılırım."
"Harika," dedi, siyah gömleğimin sırtını okşayarak. Onun en sevdiği renk olduğu için giymiştim tabii ki. Ayrıca V yakayı çekici bulacağını düşünmüştüm. Bu gece kendimi, kocamı memnun etmeye adamıştım. İleride birbirimizin başının etini yiyeceğimiz günler olacaktı elbette ama bu gece onlardan biri değildi. Kutlamaya gitmiştik.
Jimin, Jung hyun'u dans pistine çekince Amanda ve Jo da onları takip ederek baş başa konuşmamıza izin verdiler. Tanrı'ya şükürler olsun ki dünyanın en iyi ağabeyine ve arkadaşlarına sahiptim. Planın suya düştüğü haberi duyulunca hiçbiri aşırı tepki vermemişti. Bana sarıldılar ve içime kurt düşürecek tek kelime bile edilmedi.
Jimin, annemlerle yediğimiz yemekte Taehyung'un nasıl yanımda durduğunu anlatırken Amanda, Taehyung'a bakıp onayladığını belirtircesine başını salladı. İçim umutla dolmuştu. Akşamın erken saatinde annemi bile aradım. Kısa konuşmuştuk ama konuştuğumuza seviniyordum. Hâlâ bir aileydik.
Taehyung, bir gece önce yüzüğümü en sonunda geri verdi. Benim için yapacakları listesi uzun görünüyordu. Gün doğarken yatakta bana dondurma yedirdi. Hayatımın en güzel gecesiydi.
Yüzüğümün tekrar elimde olması hoşuma gidiyordu. Parmağıma uyumu, ağırlığı kusursuzdu. Söz verdiği gibi, yüzüğünü hiç çıkarmadı. Gün ortası kahve bulmak için dışarı çıktığımda kardeşine gururla gösteriyordu.Kafeinlenmemi bekledikten sonra Jimmy ve Taehyung beni yeni evime taşımıştı. Mal ve Ben, stüdyoda meşguldüler. Jimin, Stage Dive ile ilgili neyi varsa imzalattıktan sonra Jung hyun'la birlikte taşınmama yardım etmişti. Her ne kadar beni özleyeceğini söylese de Jung hyun ile yalnız yaşayacakları için mutlu olduklarını görebiliyordum. Birlikte mutluydular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melody Of Love ♪ Taekook
FanfictionAşk, Seks ve Rock'n'Roll Vegas'ta geçireceği gecenin sabahını hiç de böyle planlamamıştı... Jeon Jungkook'un yirmi birinci doğum gününü Las Vegas'ta kutlamak gibi büyük planları vardı. Ama kesinlikle akşamdan kalma bir halde banyo zemininde uyanmak...