8

2.1K 194 130
                                    


"Kızgınlık"


Jimin gerçekten de kızgınlığa girmişti.Şimdi ne yapacaktık tanrım,plansızca yalanlar söyleyip herkesi kandırdıktan sonra tamamen kapana kısılmıştık.Jimin'e dokunmayacağıma söz vermiştim ama ona dokunmazsam ölecekti.Bir şeyler düşünmeliydim düşünmesine ama şu an da Jimin de bana pek yardımcı olmuyordu doğrusu.Ona baktığımda altın sarısı gözbebekleriyle tamamen omegasının kontrolü altında olduğunu anlamıştım.Ve alfam da dışarı çıkıp omegasına yardımcı olabilmek için göğüs kafesimi parçalamak istiyor gibiydi.

"Alfam neden yanıma gelmiyorsun? Bak omegan ne kadar acı çekiyor.Bizi sadece sen kurtarabilirsin.Al beni,tamamen senin yap~"

"J-jimin kendine gel bunu yapmak istemiyorsun lütfen işleri zorlaştırma.Omega! Jimin'in gelmesine izin ver bunu yapamay-"

"Şşşhhhh~ sevgili alfa.Jimin geri gelmeyecek ve sende benim sevgili alfamı çağırsan iyi olur.Tamamlanmak zorundayız Jeongguk,Jimin'in iyileşmesinin tek yolu bu.Onu kurtarmak istiyorsun değil mi?Bunu yapmazsan o ölecek,bunu istiyor musun alfa hmm?İstemiyorsun değil mi,birlikte olursak onu kurtarabiliriz hadi dokun bana~"

Elleriyle benim ellerimi tutup beline yönlendirdiği anda görüşümün kızıllaştığını farketmiştim.Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.Jimin'i ölüme terk edemezdim.Bu yüzden izin verdim.Alfamın bedenimi ele geçirmesine izin verdim.O gece,ondan sonraki,ondan sonraki...

Günlerdir bedenlerimiz bir olmuştu.Kendime geldiğim küçük zaman aralıklarında ikimizi de besliyor yine kontrollerimizi kaybettiğimiz anda çılgınlar gibi sevişiyorduk.Jimin benimdi,boynunda benim mührümü taşırken bana aşk dolu sözler söyleyip yanımda kıvrıldıkça kontrolümü kaybediyordum.Yaptığım yanlıştı ancak bir saniyesinden bile pişmanlık duymamıştım.Jimin'inde benim gibi düşüneceğini,onu ölüme terketmediğim için bana müteşekkir olacağını düşünmüştüm...

Ve bunda oldukça yanılmıştım.Kızgınlığının bitişinde iç içe geçmiş bedenlerimizle uyandığımızda Jimin'in tatlı kahve gözlerini yeniden gördüğümde mutluluğum onun bana tiksintiyle bakmasıyla sonlanmıştı.

"S-SEN SEN!"

"Jimin sakin ol"

"SEN NE YAPTIN? DOKUNMAYACAĞIM DEMİŞTİN BANA GÜVEN DEMİŞTİN SENİ LANET OLASI NE YAPTIN BANA NE YAPTIN?"

"Yapmak zorundaydım Jimin,seni ölüme terkedemezdim anla beni özür dileri-"

"BİN KERE TERCİH EDERDİM!BANA DOKUNMANDANSA ÖLÜMÜ BİN KERE TERCİH EDERDİM!!"

"AMA BEN ETMEZDİM! BEN SENİN GÖZLERİMİN ÖNÜNDE ÖLMENE İZİN VEREMEZDİM.EVET SANA BİR SÖZ VERDİM AMA BİZ MÜHÜRLENDİK JİMİN AYRI KALAMAYIZ ANLASANA!"

"Kahretsin n-ne yapacağım ne yapacağım şimdi aman tanrım ç-çık dışarı "

"Jimin bak-"

"DOKUNMA BANA! LÜTFEN SANA YALVARIYORUM DIŞARI ÇIK "

Şimdi ikimiz de ağlıyorduk.Bu evlilik başından beri yanlıştı.Şimdi de yalanlar üzerine yuvarlanan kontrolsüz bir kartopu gibi her şey büyüyordu.Jimin,vücut sıvılarımız ve terlerimizle ıslanan çarşafımızın içine sarınırken ben çıplaklığımı bile umursamadan banyoya yönelmiştim.Ona hak veriyordum bir söz vermiştim ve o sözü daha 24 saat bile geçmeden bozmuştum.Ancak onun için yapmıştım.Onu bu kadar çok severken ölmesine izin veremezdim.Yemin ederim dokunmayacaktım ona.Beni istediği zaman teninin her santimetrekaresini keşfedecektim.Ancak evliliğimiz gibi her şey plansız bir şekilde ilerliyordu.

Only Then - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin