Seni değil, yalnızca seninleyken bulduğum o şeyi istiyorum. Hiçbir aynadaki, hiçbir sudaki yansımamı sevemiyorum senin irislerinde kendimi gördüğüm gibi. Hiçbir gözün içine bakıp da beğenemiyorum kendimi. Bana bakan gözler hissettirmiyor senin gibi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jeon Jungkook Jeon Jungkook.
Sadece birkaç harfin yan yana gelmesinden oluşan basit bir isim. Yani öyleymiş gibi görünüyor şayet işin aslı hiç de öyle değil. İri sayılabilecek büyüklükteki gözlerinin içinde biriktirdiği pırıltılar, her insanı kandırabilecek cinsten fakat buna kanmamak gerek çünkü kıskandığında veya sinirlendiğinde, gözlerinde biriktirdiği bütün pırıltılar geriye çekiliyor ve yerini saf bir öfkeye bırakıyor.
Sadece gözleriyle değil, tatlı diliyle de karşısında kim var kim yoksa büyülüyor, Jeon Jungkook. O ne derse en doğrusuymuş gibi kabullenerek dinliyor insan.
Ve bir de dupduru güzelliğini söylemeden geçmemeli. Ona edecek lafım yok ama yine de aldanmamalı. Saçlarını savurduğunda o yana bu yana, aklın esamesini bırakmıyor adamda.
Bense bunların hiçbirine kanmıyorum. İlk günden beri. Gerçekten. Ne gözlerindeki pırıltıya, ne tatlı diline ne de güzelliğine. Çünkü bizim hikayemiz böyle bir hikaye olmuyor hiçbir zaman. İlk görüşte hoşlanmak, birbirine romantik davranmak, üzmeye kıyamamak çok uzak geliyor bize. Hep bir itiş kakış oluyor aramızda, böyle büyüyoruz ve buna alışıyoruz. Çocukluk bu, kavgamız gürültümüz eksik olmuyor kapımızın önünden. Ama dokunsalar saçımın teline, boyuna posuna bakmadan kafa tutuyor herkese; ondan başkasının beni üzmesine müsade vermiyor. Aşkım, güzel Jungkook'um. Böyle böyle aşığı ediyor beni kendine. Yokluğunda azıcık ilgi görmüşsem birilerinden, gözüm onu arıyor hemen. Merhamet istemez hâle evriliyorum, iyilik beklemiyorum kimseden. Sundukları süslü tahtlar hissettiremiyor güvende, onun paslı dizlerinde yatıp uyumak gibi.
Böyleydi işte Jungkook, Jeon Jungkook. Seviyor benimle kavga etmeyi, canımdan etmeyi, ölümle burun buruna getirmeyi. Kendine çeki düzen vermeyi deniyor. Beceremiyor tabii. Olmayınca olmuyor demek ki. Her seferinde daha büyük kavgalar peydah oluyor. Bu sebeple gitmek zorunda bırakılıyorum. Gitmek zorunda kalıyorum demiyorum. Bırakılıyorum. Jungkook tarafından.
![[bölüm şarkısı seesaw]](https://img.wattpad.com/2a9df72e9bffdbce6f610800a58ecb0b9513148e/68747470733a2f2f73332e616d617a6f6e6177732e636f6d2f776174747061642d6d656469612d736572766963652f53746f7279496d6167652f7a6662576c365664464c536d2d673d3d2d313234393034343838342e313730343763643934633261303864363934383738383231373835362e676966?s=fit&w=720&h=720)
