2. Bölüm 🍂

780 52 53
                                    

Bölüm şarkısı : Hakan Peker - Kelimeler Yetmez

Medya : Cihat Çakırcalı

Merhaba çiçeklerim 🌺

İkinci bölüm ile karşınızdayım.
Bu bölüm bol bol oy ve yorum isterim kitabımızın yükselmesi için bu gerekiyor.

Satır aralarında bol bol yorum görmek istiyorum. Beni kırmayın lütfen 🥺

KEYİFLİ OKUMALAR ÇİÇEKLERİM ♥️

Not : Medya da gördüğümüz kişi Cihat bey... Nasıl buldunuz? ♥️

Siz modeli beğendiniz mi?

______________________________________

Valla atmıştım. Sevdiğim bir şarkının sözlerini hiç beklemeden göndermiş hiçte çekinmemiştim. Ama gönderdiğimde de içime doğan o keşke yapmasaydım hissi.. işte o his beni her an öldürebilirdi. Telefonumu yastığımın üstüne koyup cevap beklemeye başladım.

İçimde kötü bir his oluşmuştu. Acaba yanlış mı yaptım diye düşünmeden edemiyordum. Ya benim kim olduğumu öğrenip beni herkese rezil ederse... Bu riski nasıl almıştım.

Sazan gibi atlamış.. işin sonunu düşünmemiştim. Tamam Cihat'ı seviyorum. Onun o zeytin karası gözlerinde kendimi kaybediyorum ama bu riskte beni korkutmuyor değildi.

Yok yok boşuna karamsarlık yapıp kendimi üzmeyeyim

Onun gözlerine, güzel yüzüne ve pamuk gibi kalbine değerdi. Cihat anlayışlı insandı. Beni reddetse bile saygı duyacağına emindim. Yani inşallah öyle olur.

Stresten tırnaklarımı yediğimi fark edince elimi ağzımdan çekip terleyen avuç içlerimi üstüme sildim. Sanki hava daha da mı sıcak olmuştu? bana mı öyle geliyordu?

Ya resmen stresten ölecektim. Cevap veriyorsan ver artık. Meraktan ölen ilk insan olarak tarihe geçeceğim yoksa...

Kalbimin atışları odamda yankılanırken. Gözlerim karanlıkta etrafı tarıyordu. Küçük penceremin üst köşesinden sızan ayın ışığı yerdeki kilime yansıyordu. Heyecandan kendimi oyalayacak bir şeyler arıyordum.

Mesaj beklerken parmaklarımı çıtlatıyordum. Küçük parmağım, yüzük, orta, işaret, baş parmak derken tekrardan küçük parmağıma geçiyordum. Biraz daha kütletirsem yarına kadar ellerimde parmak namına bir şey kalmayacaktı... Aşırı bir şekilde endişeliydim. Aklımdan her türlü ihtimal geçiyordu. En fazla beni engelleyeceğini düşünüyorum. Zaten en fazla ne olabilir ki?

Odamı ay ışığı hariç bir ışık aydınlattığında heyecandan başımı telefona çevirdim. İşte cevap vermişti. Tam da bildirim ekranda duruyordu. Evet işte bu kadar... Bundan sonra artık geri kalan tek şey üstün yeteneklerim ile Cihat'ı ikna etmekti. Başaracağıma inanırsam olurdu. Sonuçta başarmanın yarısı inanmaktır. Çok oyalanmadan elime telefonu alıp bildirimi açtım.

Cihat : Af buyur?

Ne! O kadar yazdığım şeye cevabın af buyur mu? Ya ben o kadar heveslendim. Üstüne üstlük engellerse ne yaparım diye düşündüm. Onun cevabı ise kısaca af buyur olmuştu. İnanmıyorum gerçekten...

Gülistan : Merhaba denir ilk önce af buyur ne?

Ben böyle hayal etmemiştim ki ya şuan benim ona yıllardır içimde biriken aşkımı anlatmam gerekiyordu. Ama benim düştüğüm duruma bak. Birde ne güzel kafamdan aşk sözleri bulmuştum.

Kelimeler Yetmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin