7. Bölüm 🍂

343 33 29
                                    


Merhaba güzel okurlarım 😍😍

Nasılsınız?

Dayanamadım ve erkenden bölüm attım 😅

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bölümü yorumlarınızla doldurun ♥️♥️♥️

Keyifli okumalar

Medyadaki müziği bölümü okurken dinlemenizi tavsiye ederim..






_______________________________







7.Bölüm


Hayatın akışında varoluşta vardı, yok oluşta. İnsanın canını en çok acıtan ne derseniz; ben yok oluş derim..

Sen sessizce yok olup giderken arkanda bıraktığın acı dolu yıkımdan haberin olmaz. Kalanlar gidenin arkasından yasını tutarken aslında bir gerçeği unuttur.. giden asla bir daha geri gelmeyecektir.

Şuan elimin altında olan kuru toprak bunun kesin kanıtıydı.

Kezban Yaşaran - Ahmet Yaşaran
D: 11.09.1983. D: 01.01.1980
Ö: 20.08.2004. Ö: 20.08.2004

Soğuk beyaz mermerde yazan isimler içimi titretirken elimi tekrar toprağa sürdüm. Toprağın küçük bir kısmına düşen damlanın sağ gözümden damladığını fark ettiğimde başımı gökyüzüne kaldırdım. Masmavi gök bile içimi ısıtmazken toprağın soğukluğu avuçlarımı yakıyordu.

Annemi ve babamı topraklar altında sevmek ne kadar zormuş, ellerini öpememek, kokularını duyamamak... bayram geliyor bir yanım buruk, canımın yarısı eksik.

Olmuyor be anam sensiz olmuyor bir derdim olduğunda kucağında ağlamak isterken kara toprağın üzerinde ağlamak olmuyor ellerin saçlarımı okşuyor olsa şimdi. Geçecek kızım desen yanındayım desen, baban böyle görse kızar desen...

Diğer kızlar babalarından korkuyor be babam ama ben korkmaya bile razıyım hiç seni seviyorum demesen de yanımda olsan be babam...

Babannem bağırdığında senin koynuna saklansam ya annem, babamın kanatları altına sığınsam.. her gün mis kokulu ellerin ile bana yemekler yapsan sahi anne, anneler mis kokarmış sende öyle kokuyorsun değil mi? Anne kokusu farklıymış ben senin kokunu unuttum anne özür dilerim...

Ben çok özledim anne ne olur geri gelin ben dayanamıyorum artık kimsesizlik çok zormuş be babam.. köyde adım öksüz Gülistan.. bu lakaptan nefret ediyorum ben öksüz değilim ki...

Annemle babamın mezarına su dökerken onlara içimi döküyordum. Onlara olan özlemim gün geçtikçe daha da artarken onlarsızlığa bir çare bulamadığıma ağlıyordum. Göz yaşlarım döktüğüm suya karışırken bana destek olan tek şey yanımda duran mezarlığın köpeğiydi. Bacağımın dibinde uyuyan alacalı köpeğe baktığımda elim ister istemez başına uzandı. Elimi başında hissetmesi ile gözlerini kıpırdattı ve yerine daha çok uzandı. Yüzümde oluşan buruk tebessüm ile gözlerimi annemlerin yattığı yere çevirdim. Üzerlerine örtük kara toprağı avuçlarıma doldurup yüzüme yaklaştırdım. Belki onların kokusunu alırım diye ama burnuma dolan koku sadece ıslak toprak kokusuydu, eninde sonunda bende onların yanına gidecek onlara sımsıkı sarılacaktım. Sadece o güne kadar Allah'ın emanet ettiği canı muhafaza edecektim. O gün geldiğinde canımı sevinçle Allah'a teslim edip annemlere kavuşacaktım.

Gözlerimi silip kararan havaya baktım. Geç olmadan gitmeliydim. Yoksa babannem beni kızılcık sopası ile döverdi. Ayağa kalkıp son kez onların mezarına baktığımda içimde tuttuğum hıçkırıklar gün yüzüne tekrar çıkmayı başarmıştı. Önüme zorla da olsa dönüp evime gitmek için köy yoluna çıktım. Başımdaki çiçekli yazmamla yüzümü siliyor hem de taşlı yolda yürümeye çalışıyordum. Ayağımdaki kara lastiklerin içine dolan taşlar yürümeme engel olsa da yürüyordum. En son ayağıma vuran taş ile durmak zorunda kalmış ve ayakkabımı çıkarıp dolan taşları çıkarmak istedim. Kenardaki gördüğüm çeşmenin yanına gidip temiz bir taşın üstüne oturup ayakkabıyı çıkardım.

Kelimeler Yetmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin