Merhaba Güzellikler Ben Geldimmmmmmm 😘😘😘Bölüme bol bol yorum bekliyorum.
Keyifli okumalar, beğenmeniz dileğiyle...🌼
Bölüm şarkısı: Medyada sürpriz 😁
______________________________________
Gözyaşlarım, ah bilseniz sizi döktüğüm yollara, yıllarımı heba ettiğimi, hakkınızı helal eder miydiniz?
" Tanrım kötü kullarını sen affetsen, ben affetmem "
Kendi iç dünyamda efkara dalmışken ağzıma dolanan şarkıyı mırıldanıyordum.
" Bütün zalim olanları sen affetsen, ben affetmem "
Cihat'ın attığı duygusuz mesaj yüzünden depresif bir haldeydim. Dilime dolanan şarkı beni depresyon kuyusunun en derinine çekerken... Evin önünde tek başıma oturuyordum. Bir yanda ahır diğer yanda bahçe olan, manzaram bana göz kırparken dilimdeki şarkı ortama gariplik katıyordu.
" Sen tanrısın affedersin, bağışlarsın, kulum dersin "
Cihat'a karşı olan duygularım bir virüs gibi bütün hücrelerime yayılıyordu ve gün içinde geçtikçe içimde büyüyen sevgim beni korkutuyordu. Atmosferimde bulunan bütün moleküler beni ona bağlıyor. Sanki istesem de ondan gidemeyecek gibi hissettiriyordu. Ve bunun farkında olmak beni ürkütüyordu. Ben ondan başka kimseyi sevmedim bugüne kadar... Kendimi bildim bileli o vardı kalbimde... bu yüzden üstüme acemiliğimin verdiği ürkeklik vardı.
Çocuk yaşlarda annemin babamın yokluğunu gidermek için tutunacak bir dal sanmıştım. Ama ergenliğimin başlarından beri gözümün başka birini görmemesiyle ve de aklımın başıma gelmesi ile bunun adının " sevgi " olduğunu anladım.
Küçücük bir çocukken oturur onu arkadaşları ile futbol oynayışını izlerdim. Onun kumral saçları koştukça sallanırken, koştuğu için kızarıp al al olan tombik yanaklarıyla kalbime kazındı. Tabi o zamanlar rahat rahat bir arada bulunuyorduk. Sonuçta çocuktuk ama ne zaman büyüdük. O zaman aynı ortamda bile bulunamaz olduk. Ve benim yanı başımdaki uzun hasretliğim başladı.
Traktör sesi ile düşüncelerimden uzaklaşıp kafamı uzatıp kapımızın girişine baktım. Dedem tarladan geliyordu. Babaannem bugün sığırları gütmeye gittiği için dedem tarlaya yengemlerle gitmişti. Bende evde kalıp her zaman ki gibi ev işine bakmak, yemek yapmak için evde kalmıştım. Arada sırada bende tarlaya bahçeye gitsem de genellikle evde kalmayı tercih ediyordum.
" Hala! " evet, küçük bey traktörden inmiş koşarak yanıma gelmişti. Bende onu gülümseyerek karşıladım.
" Hoş geldin Ali'm " dedim, ve kızarmış yanaklarını sıktım. Selim Ali, annesine çektiği için beyaz tenliydi. Bu yüzden güneşte biraz dursun pancar gibi kızarıyordu. Şuan bile kulakları kıpkırmızı ve kabarmıştı. Hali o kadar komikti ki gülmemeye çalışıyordum ama karşımda yürüyen bir domates varken bu biraz zordu.
" Hala bugün dedem bana salıncak kurdu. Görmen gerek nerdeyse bulutlara değecektim." Çocuksu heyecanı, nefes nefese anlatışı içime heyecanla doldurmuştu. Sanki bende onunla beraber o salıncakta sallanmış gibi hissetmiştim.
" Bensiz salıncak keyfi öyle mi? " demiş, parmaklarımı küçük göbeğine götürüp hafifçe onu gıdıkladım. O kahkahalarla gülüp benden kaçmaya çalışırken yanıma yengem geldi. Elinde bulunan hasır çantayı kenara bıraktı.
" Hoş geldiniz yenge, erken geldiniz ya " dedim, ve kollarım arasındaki Selim Ali'yi serbest bıraktım. Selim Ali bahçede koşturmaya başlayınca yengemle baş başa kaldık. Dedem traktörü, bahçemizde bulunan tahtadan olan garaja bırakmaya gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelimeler Yetmez
General FictionWattpad'de Anonim kitaplarına özenen Gülistan, sevdiği oğlana anonimden yazmak ister ama öyle bir şey vardı ki, Gülistan'ın elini kolunu bağlıyordu. Gülistan dedikoducu bir köyde yaşadığı için duyan veya gören olursa adının çıkma ihtimali çok yüksek...