Hapishane gülleri dışarıda -4-

159 15 0
                                    

Cehennemde beş yıl kalmış Oliver'a karşı, cehennemde kırk yıl kalmış Dean Winchester! Hadi kavga edin! Ben seni tutuyorum Dean! Ama Oliver'a yardım ederim haberin olsun! Nerde senin Colt'un Dean! Linkin Park konserinde bunlarla dalaşıyorun inanılmazım! Ya biri de yardıma gelmiyor! Nerde bu Sam? Nerde bu Dig? Onları geçtim bunların ölüsünü kaldırması için Henry gelmeliydi o nerde? Reese gelsin ancak o tutar bunları!! Normalde gidemiyorum rüyamda da iki adam kavga ettiriyorum. Ben salak mıyım?
Rüyamın en derin yerinde kim lan bu beni dürten? Lan dur kim uyandırıyorsa dürtmesene! 'Gece bence uyan. Uyan bizde rahatça kavgamızı edelim!' Arkamda hayal meyal duran Dean'a baktım... tabi hemen satacak beni... ama bu salak da haklı şimdi ben Oliver'ı tutuyordum daha şimdi. Off Dexter ve Hannibal nerde ya yardıma gelsinler oy oy mal oldum iyice. Will! Will! Gel bari sen bize empatlık yap... en iyisi uyanmak sanırım. Nezarethane belki daha eğlencelidir.

"Gece kaldır kıçını aşağıya tatlım."
Annemin beni uyandırdığı günler iyi geçmiyordu cidden geçmiyordu. Annem mi? La ne annesi lan? Ben nezarethanedeydim. Hızla gözlerimi açtım ve yatakta oturur pozisyona geldim. Hızlı açmamdan dolayı Gözüme hücum eden oksijen yüzünden gözlerim yaşardı. Burası hiç nezarethaneye benzemiyor! Lan odam gibi burası.

"Ulan ayna benim metal gruplu siyah lamba benim siyah metal gruplu posterli duvarlar da benim masanın üzerindeki ders çalışırım diye astığım Linkin Park, Supernatural ve Eminem posterleri de benim. Acaba benim odama benzer bir hapishanede miyim? Belki de ev hapsi verildi. Aman Tanrı'm!"
Etrafa iyice baktım.

"Kendi odan olduğu için senin olması normal gerizekalı."
Kafamı kapıya çevirdim Lodos öylece kapıda dikiliyordu. Kalktım ve yanına gittim. Tanrım bu malı niye benle benle aynı eve hapsettin? Bunların da evleri var niye benimle aynı eve?

"Seni de mi ev hapsine attılar. Hem de bizim evde." Dedim gözlerimi büyütmeye çalışarak ama daha fazla oksijen girince iyice sulandı.

"Ne tür bir rüya gördün bilmem ama annengil güzel bir kahvaltı nutuğu atacaklar haberin olsun."
Kafa salladım ve peşinden mutfağa gittim. Masaya oturunca annemin yemek tepiştirdiği Uraz'a baktım.

"Hanimiş benim yiğenim."
Ben gülme krizine girince annem bana döndü.

"Ya teyze yapma."
Uraz'ın anneme teyze demesine bakmayın biz üçümüz birbirimizin annesine teyze diyoruz akraba gibi. Bu durumda annelerimiz kardeş oluyorlar sanırım. Annem yiyin ve okula yeterince geciktiniz diyince bilmediğim dansları yapmaya başladım yerimde sanırım en son yaptığım tangoydu.

Okula vardığımızda kimse yoktu sanırım derse girmişlerdi. Sınıfa doğru yaklaştık. Ilk derse baktım.

"Hayatta girmem ben bu derse bilmiş olun."
Dedim ders bizim çok sevdiğimiz (!) Türkçe dersiydi.

"Bence yeterince geciktik abi hadi kantine inelim."

Uraz bana arka çıkınca Lodos kafa salladı ve aşağı inmeye başladık. Bazı sınıfların dersleri boştu. Yanlarından geçtiklerimiz Uraz, Lodos ve en son bana bakıyorlardı ama sanırım beni öldürmek istiyorlardı. Alaz, Aras ve Poyraz'a nispeten Lodos ve Uraz kimseyle çıkamazlardı. Onlara aşık olan kızlar vardı gelir kendileri sevgili olalım diye tuttururlardı. Ama Lodos ve Uraz asla çıkmazlardı hala da kararlılar sanırım. Kantinden içeri girdik bir masaya oturduk ama oturma kavramını yeniden yazdık desem daha doğru bildiğiniz masalara yayıldık ben ayağımı Lodos'un ayaklarının üzerine koydum. Etrafta yakınımızda kimse yoktu en arka kısımda birkaç grup oturuyordu. Gözlerimi onlara çevirdim. Okulda hiç Bad Boy yok mu lan? Dersi falan asan?

"Dersten kaçmak ha."
Bir sandaliye çekildi ve oraya oturan kim? Tabiki Aras. Üzerinde beyaz renginden maviye göre ton ton giden bir tişört vardı. Bembeyaz bir tane de pantolon giymişti normalde okulda üniforma vardı ama müdür şuan için onu askıya almıştı sanrım.

Parkour HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin