Puding ve Jelibon -6-

129 13 0
                                    

Lütfen videoyu izleyin. Cidden izleyin yani en azından görün... sustum ben.

Son birkaç günümüz normaldi. Normalden kastım normal Parkour yaptık hatta bir ara bütün grubu bir araya topladık birkaç bir şey konuştuk. Ama yine Alaz ile Aras'ın Uraz'a dalmaya kalkması yüzünden yarım kaldı. Falan işte Mert bir daha aramadı. Sanırım başka bir şey buldu.

Birinin böbreğimi delmesinden dolayı Gözlerimi zorda olsa açtım.
"Ne var ağzını fizik notuyla siktiğim ne var?"
Uraz muzip bir gülüşle biraz daha dürttü. Şu devleti anlamıyorum çocukların uykusunun yarısı bu sıralarda geçiyor azıcık daha yumuşak yapın lan. Suratım kimya için yazdığım kopya yazıları çıkmıştı.

"Ne uyandırıyorsunuz be?"
Diye bağırdım.

"Gökyüzü!"
Hassiktir! Kafamı tahtaya çevirdiğimde milli küfürcüm Türkçe hocamız karşımdaydı.

"Hıı?"
Dedim Kafamı masaya geri gömerken.

"Gece müdür odasına. "
Evet haftanın ilk günü ve ben müdür odasına gideceğim sanırım.

"Hocam bakın burası özel okul maaşınızı bizim verdiğimiz parayla alıyorsunuz. Audi'nizin masrafları bizzat kendi babam tarafından karşılandı. Ben ilkokuldan beri bu okuldayım ve sizin ikinci seneniz lütfen abartmayın ve beni yoksayın."
Dedim evet kendini beğenmiş piçin teki gibi davranıyordum. Ama artık bir haftadır her gördüğü yerde beni rezil etmeye çalışıyordu. Bütün öğretmenlere beni kötülüyordu. Kantin sırasına girmedim diye beni müdür odasına götürdü lan var mı böyle bir şey?

"Çık dışarı."
Deyiverdi ben de sıradan kalktım bizim gruba asker selamı verdim ve sınıftan çıkarken.

"Lan az sonra gelin canım sıkılır. "
Dedim hoca sinirden kıpkırmızıydı.

Tabiki kolay değildi senden küçük birinin sana patronluk taslaması. Ben bile kendimden nefret ettim. Dışarı çıktım ilk lavabo falan fırladım sonra çok önemli bir şey fark ettim. Ortalık sessizdi. Hani derse girmelerinin de etkisi vardı ama bazen dersleri boş olanlar da olurdu bir diğeri ise merdivenler merdiven boşluğuna ağ örülmüştü. Kale filesi gibi.

Müdür yine yapacağımızı bildiğinden ağ ördürmüştü. Her kata.
"Zeki piç."
Diye mırıldandım.

Kantine Yürüdüm ve telefonu kurcalamaya başladım hiç mi oyun olmaz bir insanın telefonunda. Göt lalesi telefon. Masaya kurulmadan önce bir jelibon ve içicek bir şey aldım.

"Canım da çok sıkıldı be."
Diye söylendim.

Solucanlı jelibonu ağzıma tıkarken telefonda bir fotoraf gözüme ilişti. Ben Uraz ve Lodos hepimiz aynı kıyafeti giymişiz aynı saçları yapmışız ve yan yana erkek uşağı gibi dikilmişiz. Çok tatlı duruyoruz.

"Eski anıları sadece zihnindeyken canlı kalmıyor değil mi? Bazen fotoraflar hatırlatıyor."
Ve yine havalı laflarla giriş yapan klişe adamlar. Sandalye Çekildi bakmaya bile çalışmadım.

"Gece."
Kafamı en sonunda kaldırdığımda karşımda beklediğim kişi yerine bir adet piç gülüşle Mert bekliyordu. Takım elbise giymişti. Bu haliyle iş adamı gibi duruyordu. Yüzünde kibirli bir gülüş vardı bu gülüş ile bütün kızları etkilerdi sanırım. Yavaş yavaş ciddiyet geldi yüzüne.

"Ne var matematiğin üçgen çubuklarını soktuğum ne var?"

"İş var diyorum gecikiyor plan hazır mı?"

Sanki dediklerimizi dinlememişti. Istemsiz olarak elim sağ koluma yeni yeni iğleşmeye başlayan yarama gitti.

"Siktir git sana yapmayacağımız söyledim."
Ayağı kalktım arkamdan iki el beni geri oturttu.

Parkour HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin