Aman be tamam sustum -15-

70 5 2
                                    

"Bu kız en son ne zaman yemek yedi Lodos?" Tedbirli ve azarcı bir ses ile bilincim açığa kavuştu. Ses tonu endişeliydi.

"Ne bileyim ben Selim! Sadece içicek içerken görüyorum!" Diyen endişeli ses ile yavaşça gözlerimi kıpırdattım. Derin bir nefes alınca hijyen kokusu ile yüzümü buruşturdum. Hastanedeydim. Burnumun içi yanıyordu.

"Çenenizi kırmadan kapayın! Uyanıyor.!" Diye homurdandı biri yavaş yavaş bütün şeyler netleşiyordu. Kişiler, sesler ve eşyalar. Beyaz bir hastane odasındaydım yanımda sadece Uraz vardı çok geçmeden kapı kapanma sesi duydum. Sağ tarafıma döndüğümde uykulu ve kızarmış gözler ile beni izliyordu. Sağ kolumda da serum vardı. İğne kısmı hafif kanlanmıştı. Serumun tüpüne baktığımda yarısına bile gelmemişti. "Yeni taktılar asi." Diye mırıldandı Uraz. Uraz diyorum çünkü odada başka kimse yoktu. Anladım anlamında kafamı salladım. Ne diye takmışlardı ki serumu?

Yavaşça ellerimin yardımıyla yatakta dikleştim ve yatak başlığına dayandım.

"Bizi korkuttun asi. Yemek yememen geri tepmiş anlaşılan kızım sen deli misin? Ne diye yemek yemiyorsun! Vampir falan değilsin sen yemek yemeyince hayatta kalamazsın!" Diye bağırdı Uraz. Sesi ilk kadife gibiydi sonra sertleşmişti. Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. Deminki Uraz'la alakası yoktu.

Kafamı olumlu anlamda salladım ve ayaklarımı yatağın kenarından sarkıttım. Yavaşça kalktım ve cama yaklaştım her yer hala karanlıktı çok fazla kalmamıştım. "Özür dilerim." Diye mırıldandım.

"Bizi çok korkuttun neyseki serumu alınca gözünün altı düzeldi. İkinci serumunu alınca dudağına ve yüzüne de renk geldi be asi." Diye ekledi.

Ben hızla odadan çıktım genellikle böyle olurdu zaten birçok kez yemek yemeyi unutmuştum. Evet nasıl oluyor bilmiyorum ama yemek yemeyi unutabiliyorum. Artık ezberlemiştim. Hastaneye kaldırılırım sonra bir serum ve çıkarım. Bu sefer ikinciyi de almıştım ama.

"Gece bekle!" Bir anlığına durdum ve sesin geldiği yöne baktım. Uraz bana koşarak yaklaşıyordu.

"Bunun içinde üzgünüm sadece bir an tuhaf oldum." Dedim tane tane.

"Alıştım artık buna, serum alınca sende içkiden daha fazla kafa yapıyor." Dedi ve gülerek yürümeye başladı.

Ben de ona ayak uydurdum ve çıkışa doğru yürüdük. Bizim ciddi olaylara bakış açımız bu kadardı işte. İlk beş dakika endişelen sonra herkes iyiyse problem yok.

"Selim tamam! Anladım dikkat ederim."

"... ya bu kız sorunlu ya da siz, bir insan yemek yemeyi nasıl unutur ya aklım almıyor nasıl?! Ya siz onların ailesisiniz! Nasıl anlamadınız? Kızın yüzü geldiğinde sapsarıydı! Gökçe nerde? Lodos bu kaçıncı ya hastane tarihine geçti bu kız--"

"Gece!" Diyerek sert bir şekilde düzeltti. "Anladım Selim tamam? Gece'nin gariplikleri işte o çevreyle ilgilenirken kendini unutur sanki tanımıyorsun." Dedi gülerek.

"Benim hakkımda ben burada yokmuşum gibi konuşmanız bittiyse gidelim mi?" Diyerek ikisinin arasına girdim.

"En son ne zaman yemek yedin Gece?" Diye sordu Selim.

"Tam hatırla--"

"Gece söyle!" Diye çıkıştı Lodos. Onu kızdırmayı şuan için hiç mi hiç istemiyordum.

"Bir buçuk gün falan herhalde." Dedim mırıldanarak oha diye söylendiler.

Selim hem bizim aile dostuydu hem de bizim resmen özel doktorumuzdu. Uzun boylu kahverengi saçlarının tersine bal rengi gözleri vardı bembeyaz tenliydi. Birkaç ilaç olayından sonra soluğu arabada aldık. Dedim ya yemek yeme alışkanlığım pek yok. Açıkcası önüme pizza konulmadığı sürece yemek gözüyle bakmıyorum hiçbir yemeğe. Niye bilmiyorum ama sevmiyorum yemek yemeyi ama eğer iyi tarafımsa öküz gibi yerim onda da sınır tanımıyorum. Yani bence vakit kaybı gibi bir şey bu. Çiğneme işkencesi yutmak sindirmek falan.

Parkour HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin