8. Bölümden selamlar💕
Biraz beklettik kusura bakmayın lütfen.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz. Şimdiden teşekkürler.🌸Keyifli okumalar.❤️
Taehyung'u kapı dışarı ettiğim gece gayet güzel bir uyku çekmiş sabah mutlu bir şekilde uyanmıştım. Yatakta biraz pineklemiş ama Jin'in odama dalarak kahvaltıya inmemi söylemesiyle istemeye istemeye kalkmıştım.
Üzerimi giyindikten sonra aşağı kata inmiş ve kahvaltı masasına oturmuştum. Jin'in yanına oturduktan sonra sofrada gezdirdiğim bakışlarımla kraliçenin yine sofrada olmadığını görmüştüm. Onun yerine iki fazlalık yabancının Taehyung'un sağ ve solunda oturduğunu ve ona yaranmak için saçma sapan konular açtıklarını duymuştum.
Gözlerimi devirerek sofradan tabağıma bir şeyler eklemiş ve umursamayarak kahvaltımı yapmaya başlamıştım. İyice karnımı doyurduktan sonra arkama yaşlanmış ve yanımdaki Jin'i dürtüklemiştim. Gözlerini bana çeviren ve ağzı tıka basa dolu olan Jin yaptığım kaş gözlerle ne demek istediğimi anlamış ağzındaki lokmasını yuttuktan sonra Taehyung'a doyduğunu belirtmiş ve sofradan kalkmıştı.
Ardında ben kalkmıştım ama Taehyung'un seslenmesiyle yerimde durmuştum.
"Jungkook bir yere kaybolma. Bir iki saat sonra seninle bir yere gideceğiz."
"Nereye gideceğiz ki?"
"Gidince görürsün."
"Peki."
Gözlerine anlamak istermiş gibi bakmış daha sonra arkamı dönerek Jin'in yanına gitmiştim. Bahçeye kadar beraber yürümüş sonra sessiz ve herkesten uzak olduğunu düşündüğümüz bir yerde durmuştuk.
"Jin bu amca ve oğlunun ipini nasıl keseceğiz?"
"Bilmiyorum kralın ölümünde parmakları olduğunu ben biliyorum ama bunu kanıtlayacak bir delilim yok. Bir sonraki hamlelerini bekleyecek ve açıklarını bulacağız."
"Ne yani öylece bekleyecek miyiz?"
"Şu an elimizden başka bir şey gelmez Jungkook. Güven bana lütfen beklemek zorundayız."
"Pfff peki o zaman. Ben şimdilik odama çıkıyorum. Bir saate Taehyung beni bir yere götürecek zaten."
Dediğim şeyle sinsi gülen Jin'e kaşlarımı çatmıştım.
"Sen biliyor musun nereye götüreceğini?"
"Yok, canım nerden bileceğim. Hadi ben kaçtım işim gücüm var. Sizin gibi boş beleş insan değilim ben. Gidip krallığı kurtarmam gerek. Bende olmasam siz ne yapardınız hahayt"
Jin gülerek ve söylene söylene yanımdan uzaklaşmış artık onun bu hallerine alışmış olan ben ise gülerek ardından bakmıştım. Biraz daha bahçede dolandıktan sonra odama çıkmış ve duşa girmiştim. Oldukça uzun bir süre oyalandığım ve neredeyse uyumak üzere olduğum küvetten odamdan gelen ses ile sırtımı ayırmış ve kulaklarımı gelebilecek olan herhangi bir ses için iyice açmıştım. Duyduğum adım sesleri ile tedirgin olmuştum.
"Hey orada biri mi var?"
Seslendiğim anda adım sesleri durmuş fakat sonra banyonun önüne kadar gelmişti. İyice korkmaya başlamış bir şekilde banyoda kendimi savunacak bir şey var mı diye etrafa bakınmıştım ki tam o sırada banyonun kapısı açılmış ani olan bu olay yüzünden korkuyla çığlık atmış ve kapının orada her kim varsa olduğum küvetten ona doğru su atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma Moitié
FantasyBiyoloji ödevini yapmak için ormana giden Jungkook dinlenmek için biraz kestirir, gözlerini tekrar açtığında ise 500 yıl önce Kim Krallığında uyanır