Yeni bölümden selamlar.🌸
Nasılsınız canlar?
Umarım bölümü beğenirsiniz.
Şimdiden oylarınız ve yorumlarınız için teşekkürler.İyi okumalar.❤️
Irene Taehyung'un sözüyle karşımıza Jin'in yanına oturmuş, Jin'in keskin bakışları altında konuşmaya başlamıştı. İkisi arasında bir sorun olduğu oldukça belliydi ama eninde sonunda kokusu ortaya çıkardı.
"Kral Kim ölmeden önce amcanız ve kuzeniniz benim yanıma geldi ve benden oldukça güçlü ve öldürücü bir zehir istediler. Öyle her isteyene veremeyeceğim kadar tehlikeli bir zehirdi bu. Neden istediklerini sorunca Kral Kim'i öldüreceklerini ve başa kuzeninizi geçireceklerini söylediler. Başta kabul etmedim ama sonra işin içinde sevgili kuzenim Jin'in olduğunu duyunca kabul etme kararı aldım. Benim anlatmam ne kadar doğru olur bilmiyorum ama kısaca Jin'den ve ailesinden alınacak bir intikamım vardı ve ben de onu bu şekilde almaya karar verdim. Onun yardım ettiği insanların kuyusunu kazarak. Zehri onlara verdim ve planları boyunca onlara yardım ettim.
Kral öldükten sonra Jungkook'un varlığını öğrendik. Bu onları çıldırttı. O sıralarda da aslında Jin'in ailesine boşuna kin beslediğimi fark edecek bir olay yaşadım ve artık onlara yardım etmeyeceğimi kesin bir dille söyledim. Boş tehditler savurarak yanımdan gittiler. Düne kadar bu konuyla daha fazla ilgili olmamaya karar vermiştim ama dün kürede gördüğüm Jungkook'un yüzüyle daha fazla ileri gitmemeleri için buraya gelmeye karar verdim. Bu yaptıklarımın büyük bir suç olduğunu biliyorum ve vereceğiniz bütün cezalar kabulüm. Şu iş bir an önce çözülsün yeter ki."
Irene'nın anlattığı şeylerle herkes derin bir sessizliğe büründü. Birkaç dakika yanımızda oturan Jin odasına çıkacağını söylemiş ve yanımızdan ayrılmıştı. Muhtemelen aile içi olan sorunu kafasına takmıştı. Jin'in ardından ise Taehyung sessizliği bozmuştu.
"Bu yaptıkların affedilecek şeyler değil Irene ama gelip anlattığın için ölüm cezasına çarptırılmayacaksın. Önce şu amcamın oyununu bozmalıyız. Bu iş yeterince uzadı"
"O konuya da gelirsek benim oldukça iyi bir fikrim var prensim."
"Nedir?"
"Şimdi şöyle ki..."
.....
Irene'nın planı hepimizin aklına yatmıştı. Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve ben de Taehyung'un odasında bir o yana bir bu yana dönüyor ve gerginlikle tırnağımı yiyordum.
"Ya işler ters giderse Taehyung? Ya sana bir şey olursa?"
"Güzelim plan yolunda gidecek güven bana. Yakında her şey bitmiş olacak."
Yerimde durmuş ve dediği şeylerle ona dönmüştüm.
"Olur dimi?"
"Olur tabi, hem her şey bitince ben tahta çıkmış olacağım. Sen de benim yanımda olacaksın. Benim tahtımın hemen yanındaki tahtta."
Gülümseyerek ona sarılmıştım. Evet, plan iyiydi ve muhtemelen bir sorun çıkmayacaktı ama yine de korkuyordum işte. Bir saat daha Taehyung'la konuşmuş sonraysa birkaç dakika(evet kesinlikle birkaç dakika) öpüşmüş sonra da utanarak odadan kaçmıştım. Kendi odama geldiğimdeyse asla uyuyamayacağımı bilerek yatağa girmiştim.
.....
Karanlık koridorda iki ayak sesi vardı. Biri Seohyun diğeri de Taehyun'a aitti. Taehyung'un odasının olduğu kata gelmişlerdi. Kapısının önüne geldiklerinde Seohyun öne atılmış ve kapıyı çalmıştı. Taehyung uykulu gözlerle kapıyı açmış ve karşısında gördüğü amcasıyla şaşırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma Moitié
FantasyBiyoloji ödevini yapmak için ormana giden Jungkook dinlenmek için biraz kestirir, gözlerini tekrar açtığında ise 500 yıl önce Kim Krallığında uyanır