Selamlarrrr ❤️
Biraz uzun bir ara oldu maalesef... Bayram telaşı sebebiyle elimizde olmayan nedenlerden ötürü yeni bölümün gelmesi uzun sürdü kusura bakmayın lütfen.😇Geç yeni bölüm attığımız için özür niteliğinde diğer bölümlere kıyasla daha uzun bir bölüm ile sizleri karşılamak istedik.
Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.💕
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.😚
İyi okumalar...
Taehyung'u odada şaşkın bir şekilde bıraktıktan sonra Jin'in yanına gelmiş hiçbir şey demeden yanına oturmuştum. Sesimin çıkmadığını gören Jin bana ne olduğunu sorsa da bir şey olmadı diyerek onu geçiştirmiş. Taehyung'u beklemeye başlamıştık.
Bir süre sonra yanımıza gelen Taehyung benimle göz teması kurmadan karşımızda bulunan yere oturmuş ve konuşmaya başlamıştı.
"Evet, Jin baş başa kaldığınız süreçte bunu geri yollamak için bir yol bulabildin mi bari?"
Bana olan hitap şekline sinirlenerek konuşmuştum.
"Jungkook, adım Jungkook hitap şekillerine dikkat edelim bence. Yoksa ben de daha farklı hitaplar kullanma gereği duyarım ve bence hiç hoş olmaz."
Ani çıkışımla ikisi de şaşkın bir şekilde bana bakmış, Jin aferin kız Jungkook bakışları atarken Taehyung ise daha çok ne olmuş buna böyle der gibi bakıyordu. İlk zamanlar gerçek karakterimi ön plana çıkaramamıştım çünkü daha nerede olduğumu bile bilmiyordum.
Madem burada bir şekilde kalmak zorundaydım daha fazla başka biri gibi davranmama gerek yoktu. Bundan sonra kim neyi hak ediyorsa o şekilde davranacaktım. Karşımdaki kişi bir prens ve gelecekteki kral aynı zamanda benim ruh eşim olsa bile. Taehyung boğazını temizleyerek konuşmaya devam etmişti.
"Pekâlâ, Jungkook, eğer hitaplara bu kadar takılıyorsan ki konumuz inan bu değil istediğin gibi hitap ederim."
"İyi olur."
"Her neyse evet Jin gelişme var mı?"
"Taehyung sen kafayı mı yedin? Bir hafta kendinden uzak tuttun da ne oldu? Ölüyordun neredeyse. Şimdi de onu asırlarca ileriye yollamak istiyorsun. Kendi elinle kendi ölümüne kapı açıyorsun."
"Jin hastalığımın onunla bir alakası yok ben sa-"
"Madem alakası yok da niye sen hasta olduğun zaman Jungkook da kötüleşti."
Taehyung şaşkınca bana dönmüştü.
"Ne sana ne oldu? iyi misin Jungkook?"
Endişe ile çıkan sesine şaşırmadan edemesem de uzatmadan cevap vermiştim.
"Bir şey olmadı sadece RUH EŞİ olduğumuz için sizden uzak kalınca istemesem de bedenim zayıf düştü. Aynı size de olduğu gibi."
Ruh eşi kısmını bilerek bastırarak söylemiştim çünkü artık bir şeyleri kabullenmesi gerekiyordu. Ben de ona çok meraklı değildim ama mecburdum oda bana mecburdu. Artık bir şeyleri aşmamız gerekiyordu.
"Taehyung bak beni iyi dinle artık uygulamalı olarak da bir şeylerin farkına vardığına inanıyorum. Jungkook yanında kalacak ve sen bir an önce tahta çıkacaksın. Yas süresince onunla vakit geçirsen iyi olur çünkü ben ortada daha iyi bir seçenek göremiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma Moitié
FantasyBiyoloji ödevini yapmak için ormana giden Jungkook dinlenmek için biraz kestirir, gözlerini tekrar açtığında ise 500 yıl önce Kim Krallığında uyanır