Yeni bölümden selamlar.💞
Bol Taehyung ve Jungkook'lu bir bölüm oldu. Umarım keyifle okursunuz.
İyi okumalar.✨️
Sabah uyandığımda oturma odasında ve hala Taehyung'un üzerindeyim. Dün yakın olmamız gerektiğini söylediğinde ağlamamın da verdiği yorgunlukla kısa sürede kolları arasında uyuya kalmıştım. Başımı koyduğum yerden kaldırmış ve Taehyung'un uyuyan yüzüyle karşı karşıya gelmiştim.
Onun buraya gelmesini asla beklemiyordum ve işte şimdi buradaydı. Çiçeklerimiz eski haline geldiği zaman Jin bizi buradan kolayca geçmişe götürecekti. Bu şekilde yakın olmaya devam ettiğimiz takdirde çiçeklerimizin kısa sürede eski haline döneceğini düşünüyordum.
İzlediğim yüze son kez bakmış ve onu uyandırmamaya özen göstererek üzerinden kalkmıştım. Odada bulunan duvar saatine baktığımda henüz sabah oldukça erken bir saat olduğunu görmüştüm. Neden bu kadar erken uyandığıma anlam verememiş ama fazla da sorgulamayarak Taehyung'a bakmış ve üşümemesi için ona yatak odasından bir pike getirmeye karar vermiştim.
Adımlarımı annemin odasına yönlendirmiş ve büyük gardıroptan ince bir örtü alarak kapamak üzereyken annemin elbiselerini görmüş gözlerim dolmadan hızla dolabı kapamış ve derin bir nefes alarak Taehyung'un yanına ilerlemiştim. Hala uyuyan eşimi görünce burukça gülümsemiş üzerine getirdiğim örtüyü örtmüş ve karşısında bulunan koltuğa oturmuştum.
Onu izlerken başımıza gelen her şeyi düşünmüştüm. Geçmişe gidip ruh eşimi bulacağımı söyleseler onlara Michael Jackson'ın canlanıp bana özel evde konser verme olasılığının daha yüksek olduğunu söylerdim. Ama sonuç odaklı bakarsak geçmişe gitmiş ve ruh eşimi bulmuştum. Yaşadığım olayları tekrar düşününce kendi halime kıkırdamıştım.
İlerleyen saatlerde biraz daha Taehyung'u izlemiş ve o uyanmadan kahvaltı hazırlamaya karar vermiştim. Geçmişten günümüze yemek kültürümüzde pek değişiklik olmamıştı ama elimden geldiğince eldeki malzemelerle sarayda yediğim yemeklere benzer şeyler yapmaya çalışmıştım.
Kısa sürede bir şeyler yerleştirdiğim sofraya son kez bakmış ve Taehyung'u uyandırmak için oturma odasına gelmiştim. Hala uyuyan Taehyung'un yanına eğilmiş parmak uçlarımı yüzünde gezdirmiştim. Huylanan Taehyung önce biraz kıpırdanmış en sonunda pes ederek gözlerini açmıştı.
Uyanır uyanmaz beni karşısında görmek muhtemelen afallamasına neden olmuş olacak ki önce boş boş bana bakmış, bu tatlı halleri beni güldürmüş ve burnuna öpücük kondurmuştum.
"Hadi uyan artık uyuyan güzel, kahvaltı hazır."
Esneyerek yerinden kalkan Taehyung'u banyoya kadar götürmüş ve yüzünü yıkamasını sağlamıştım. Daha sonra beraber mutfağa gelmiş ve oldukça hızlı ve sessiz bir şekilde kahvaltı yapmıştık. Kahvaltıdan sonra sofrayı beraber toplamıştık ki oldukça zorlu olmuştu çünkü bilirsiniz bir prens hiçbir zaman yediklerini toplamazdı.
Mutfaktaki işimiz bitince oturma odasına geçmiş ve yavaş yavaş rengi canlanmaya başlayan çiçeklerimiz için ne yapabiliriz diye kafa yormuştuk. En sonunda ortak kararla bugün her şeyi unutup dışarıda vakit geçirmeye karar vermiştik. Taehyung'u bu zamanda gezdirecek ve bir günde olsa her şeyden uzaklaşacaktık.
Kısa sürede hazırlanmıştık. Taehyung ona verdiğim kıyafetleri giymiş ve ilk verdiğim kombinle oldukça yakışıklı olmuştu. Bu yüzden ona bu renklerin onu açmadığını söyleyip daha az yakışıklı gözükeceği kıyafetler vermiştim çünkü ona çuval versem bile yakışıklı gözükecekti. En azından dereceyi düşürebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma Moitié
FantasyBiyoloji ödevini yapmak için ormana giden Jungkook dinlenmek için biraz kestirir, gözlerini tekrar açtığında ise 500 yıl önce Kim Krallığında uyanır