12

2.2K 247 104
                                    

Selamlar Aşkolar.💓

Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyoruz. 🌸

İyi okumalar. 💕

Zaman durmuş gibi geliyordu artık. Ne kadar zamandır buradayım, ne zamandır ağlıyorum veya şu an da dışarıda neler oluyor hiçbir şey umurumda değil. Annemin odasına girdiğim andan beri birçok şey önemini yitirmişti. Neden buraya geldiğim, geçmişe dönmem gerektiği, Jimin en önemlisi de Taehyung... Her şey aklımdan uçup gitmişti sanki

Tek düşündüğüm annemi son bir kez doğru düzgün göremememdi. Ben küçükken babamı da trafik kazasında kaybetmiştik. Annem tek başına onca zorluğa rağmen büyütmüştü beni. Şimdi babam gibi onunda ölmesi, hem de benim yüzümden ölmesi beni bitiriyordu. Vicdan azabı çekiyordum ve nefes almak bile zorluyordu beni. Artık günün yavaş yavaş doğusuna şahit oluyordum odadaki pencereden. Muhtemelen saatlerdir bu odada ağlıyordum.

Uykusuzluk ve ağlamamdan dolayı şişmiş gözlerimle birlikte tamamen çökmüştüm. Başım ağlamaktan dolayı ağrıyordu ve ağrı artık dayanılmaz olmuştu. Yataktan çıkmış ve artık odadan çıkmam gerektiğini düşünerek kapının kilidini açmıştım. Açar açmaz kapının hemen yanında uyuya kalan Jimin'i görmüş ve kendime kızmıştım.

Onu da üzüyor peşimde harap olmasına neden oluyordum. Eğilerek onu yerden kucağıma almış ve oturma odasına giderek koltuğun üzerine koymuştum. Tüm gece kapıda uyanık kalıp benimle konuşmaya çalışmıştı ve muhtemelen yeni uykuya dalmıştı. Bir süre daha ona bakmış oturma odasında duran yuvarlak aynadan kendimle göz göze gelmiştim.

Gözlerim şişmiş ve kıpkırmızı olmuştu. Saçlarım birbirine karışmış zaten beyaz olan ten rengim iyice solmuştu. Ruh gibi olan görüntüme bakmaya devam ederken köprücük kemiğimde olan çiçeklerin daha parlak olduğunu gördüm.

Ellerim anında çiçekleri bulmuş ve parmaklarımla onu okşamıştım. Aklımdan çıkmış olan Taehyung'u gördüğüm çiçeklerle birlikte hatırlamış ve sol yanımda eşsiz bir sızı hissetmiştim. Acıyla yere oturmuş ve birkaç saniye beklemiştim. Her geçen saniye şiddeti azalan acı en sonunda tamamen gitmiş ve derin bir nefes almıştım.

Taehyung'un beni hissettiğini biliyordum ve şu an da aramızda asırlarca fark olduğu için ikimizde hitap düşmüştük. Normalde iki gün burada kalacak ve geri dönecektim ama annemin ölümünden sonra oraya geri dönmeden önce toparlanmak istiyordum ve bu sürenin iki gün sürmeyeceğini de biliyorum ama süreci uzatmak ikimizin de zararına olacağı için birkaç gün daha burada kalıp geri dönmek zorundaydım. Bunun farkındalığı ile kendimi hızlı toparlamak amacıyla odama çıkmış ve soğuk bir duş almıştım.

Banyoda annemin benim için aldığı çilekli duş jelini görünce ağlamaya başlamış normalde yarım saat sürecek banyo süresi bir saate çıkmıştı. Banyodan çıktıktan sonra son kez Jimin'e bakmış ve annemin mezarına gitmek için evden çıkmıştım.

Jimin'in söylediğine göre annemi babamın yanına gömmüşlerdi ve o mezarlık evimize yaklaşık yarım saat uzaklıktaydı. Bir taksi çağırmış ve ona binerek yola çıkmıştım. Yarım saat sonra mezarlığın önüne gelmiş ve ücreti ödeyip taksiden inmiştim. Derin bir nefes alarak mezarlıktan içeri girmiş ve babamın adının yazdığı mezarlığa doğru ilerlemiştim.

Alışık olduğumun dışında babamın hemen yanında bir mezar taşı daha vardı ve üstünde annemin adı yazıyordu. Taşın yanına eğilmiş ve kendimi daha fazla tutamayarak ağlamaya başlamıştım. İkisini de kaybetmiştim ve ikisiyle de doğru düzgün vedalaşma şansım olmamıştı. Mezarların üzerinde dikkatimi çeken yabani otları görünce kendime olan sinirimi nasıl çıkaracağımı bulmuştum.

Ma Moitié Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin