Bundan sonra emrinize amadeyim efendim. Geçmiş bölümü hatırlamıyorsanız okuyun gelin u.u
Multimedyada zalim maknae Jung shin var. Sesini duyduğunuzda kalp atışlarınız hızlanacak.Harika söylüyor.Etkileyici *-*
Bu arada anlayışınız için teşekkür eder, bölümde saçmaladığımı belirtirim. ♪v(⌒o⌒)v♪
Esin~♡
"Hamdi, az önce Sıla'yı aradım.Hey!" Elif'ten yüz bulamayınca Yong hwa'ya saran Hamdi'yi durdurmaya çalıştım.Hızını alamayıp zavallıyı öpmeye çalışınca aralarına oturdum. "Elif ve seni Namsan Kulesi'ne götürecekmiş."
"Hesabı da ödeyecek miymiş?" dedi pörtlek, sevinç dolan gözleriyle.
"Ödeyecekmiş.Hadi onların yanına git."
"Ben tek başıma gidemem kiiiii."
"Şirkete tek başına geldin ama!" diyerek suratına kocaman bir yumruk atmaya hazırlandığımda Jong hyun durdurdu.
"Sakin ol!"
"Nasıl sakin olayım?! Olay çıkardığı yetmiyormuş gibi bizimle Çin'e gelmeye çalışıyor!"
Hamdi'nin şirket binasında zedelenmeye neden olduğu 7.8 şiddetindeki depremden sonra Jong hyun, başkanla konuşmuş ve biz sonunda havaalanına gelebilmiştik.Maalesef ki Hamdi'yle!
"Selin bana da bilet aldı Esin." Daha başka kim gençliğime bunu yapardı ki zaten. "Git biraz da Çin'in güzel havasını solu, dedi."
"Ahh, Selocan ah!" Oturduğum yerde tepinmeye başladım. "Çin'in havası karbondioksit yuvası Hamdi.Besbelli kandırmış seni.Geri dön hadi."
"Kusura bakma şekerim, bilete para verdim." diyerek yerinden kalktı, evden kaçmaya hazırlanan kız bohçası gibi duran tuhaf bavulunu yüklendiği gibi Dış Hatlar'a yöneldi.Para deyince akan sular duruyordu tabi.Cebimden çıkarıp bilet parasını verecek halim yoktu.Öyle bir davranışta bulunsam parayı alır, yine de her türlü Çin'e gelirdi o bacaksız.
Jong hyun'la hayallerini kurduğum güzel Çin gezisine hunharca çekirdek kabuklarını dökmeye hazırlanan Hamdi'yi takip ettim.Selin'i ise oluşturduğum kara listeye altın harflerle yazdım.
♡♡♡
"Yong hwa hyung ile birlikte kalacağım."
Jung shin beti benzi atmış Yong hwa'nın koluna girdi, asansöre sürükledi. Hamdi'nin ikisine engel olacağını düşünüyor olmalıydı ki bi' ara Yong hwa'yı sırtına almayı bile denedi.Fakat Yongie'nin muhteşem kasları yüzünden yere yığılacaktı.Neyse ki uğraşların sonunda ikisini sağ salim odalarına göndermeyi başardık.
Hamdi ise bu sırada Çinli kızlara olmayan bıyığını burkuyordu.
"Hyung, hadi odaya çıkalım." diye mırıldandı Min hyuk. İnsanların ikimizi yan yana görmemesi için başımıza gardiyan olmuştu.Rahatsız değildi ama. Sonuçta Sıla yokken ruhu, hareketleri hatta ses tonu bile rahattı.Evet, ses tonu da rahat olabilir.
Uydurdum.Uydurdum.Ve sonra tekrar uydurdum.
Jong hyun'a neden üzgün olduğunu soracağım sırada Min hyuk'un telefonu çaldı.Huzurlu anımız cırtlak bir ses tarafından bölündü.Sesini duyduğum her anda Min hyuk'a daha çok acıdım.
"MİN HYUUUK! HYUKKİEE!"
Kızları kesmekle meşgul Hamdi ve mutsuz Jong'umun koluna girerek yukarı çıktım.Min hyuk ise kaderine lanetler okuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayalime inanıyorum |cnblue
FanficHayran olduğu grubun konserinde sahneye atlayacak kadar deli dolu olan kızımız hayatının iplerini eline alınca ne yapacak? - bölümler düzenlenmektedir -