hayalime inanıyorum |cnblue

Mutlu Yuvanın İkinci Sahipleri

→CNBLUE, Golden Disk Awards'da dört adet ödül kazandı!!! Wuhuuu!!!
→Üyelerin saçları yakında beni öldürecek. Özellikle Jong hyun ve Min hyuk'un saçları tam bir dehşet! Jong'un tuhaf saç rengini siyaha boyamak, Min hyuk'un perçemini hunharca kesmek istiyorum -_-!

İyi Okumalar~♡

"Bugün itiraf günü."

Yong hwa ve Esin bakışlarını ciddiyetle üzerimizde gezdirdiler.O kadar komik görünüyorlardı ki hepimiz aynı anda kahkahayı bastık.Böylece ortamdaki ciddiyet bir anda kayboldu ve biz ilk defa Yong hwa'nın dediklerini önemsemediğimizi fark ettik.

İlkleri yaşamanın verdiği mutlulukla Yong hwa'ya ters ters baktım.Ardından mesai saatimin dolduğunu fark ettim, çantamı omzuma aldım.

Bugün doğum günümdü.Kimse kutlamamıştı. Üstelik yarın sınav dönemim başlıyordu. Anlayacağınız bu aralar çok meşgulüm.Ayrıca itiraf günü ne saçma bir şeydir!Bir taraflarından özel günler uyduracağına doğum günümü kutla lider!

"Sıla, aramızda eksik var." Dedi Ebrar.

Numarasını tahtaya yaz, gelince sileriz Ebrar.

Aay bana ne be eksik kişiden!

"Esin bir süre daha Jong hyun'la kalacağını söyledi."

"Yarın sınavımız var, o salak çabuk gelsin!"

"Muhtemelen umrunda değildir.Boşver ne yaparsa yapsın."

Ahh Esin, bu gidişle okulu asla bitiremeyeceğinin farkında değilsin!

"Şila!"

Arkamdan gelen sese döndüm.Min hyuk'tu ve ben yine akpili basmıştım.

"Konuşmamız lazım."

"Sonra konuşalım.Şu an konuşmak istemiyorum."

Sen ona giden paralarıma acırım, gelemem desene.

İç sesciğim, sus sen canım!

"İn kızım arabadan! Biz sizin münakaşanızı mı izleyeceğiz?"

Şoförün aynı amca olması tesadüf mü?

Hızla otobüsten indim.Oysa ilk defa bu kadar erken gelmişti otobüs.Kim bilir bir dahakine ne kadar bekleyeceğim.

"Seni eve bırakacağım Şila."

"E-efendim?"

"Birazdan otobüsün arkasından el sallayacaksın Şila.Hadi gel.Kısa bir konuşma yapacağım.Yarına sınavın olduğunu biliyorum"

Eliyle gelmemi işaret etti.Arkasından onu takip ettim.Şirketin ilişkiler hakkında açıklama yapmadığını söylemişti.Ama bence şirketin daha ilişkilerden haberi bile yoktu.Bu yüzden beraber görünmemiz hiç hoş olmazdı.

"Bak, sana ne aldım"

Min hyuk bagajdan orta boy bir kutu çıkardı.Ne olduğuyla ilgilenmedim.Yeşilliğin, koşuşturan çocukların sesi yeterince huzurluydu ve malesef Min hyuk'un bu yeterince huzurlu, sıcak ortamda şapka takıp, kapişonlusunu başına geçirmesi gerekti.Muhtemelen dışarıdan hiç iyi gözükmüyorduk.

"Hyukkie,bana çikolatalı pasta almış!!!!!"

Elindeki çatalı ağzıma götürdü.Tadı harikaydı.Pastayı kendisi yapmamıştı, hazır almıştı.Ama en azından sevdiğim tattan almıştı ve ben çikolatalı pastaya aşıktım!

"Sende Eşin gibi düşünüyorsun, öyle değil mi?"

Evlilik meselesinden bahsedince ilk defa yüzümün kızardığını hissettim.Böyle bir konuyu konuşmak utandırıcıydı.Ama iyi tarafı vardı.Min hyuk bu konu hakkında onunla konuşmadan derdimi anlamıştı. İşte bu yüzden bile bir kez daha ona aşık olabilirim.