"Yine mi kızım?! Kaç ay oldu gideli?"
"Bilmem.Sınıfı geçip geldim işte." Annemlerden ses gelmeyince konuşmaya devam ettim. "Aferin yok mu?"
"Zamanında okulunu dondurmasaydın şu an stajyer avukat olacaktın! Unut aferini."
Yüzümü şekilden şekile sokarak arkama yaslandım.Annem ise çoktan herkesin nereye yatacağı derdine düşmüştü. "Off, nereye sığacaksınız siz?!"diyerek içeri koştu.Dünya bu sefer bizde kalacaktı.Şansa bakın ki ablalarım ve yiğenlerim de buradaydı.
"Senin okulun bitti mi Dünya?"
"Bitmedi amca."
"Ok."
Babam mesleğini eline alamayan hayırsız kızlara trip atmaya başladı, suratını tuhaf şekillere sokarken belgesel izlemeye devam etti.İşte bu iyiydi.Birlikte oldukları zaman kuduran üç veledin yanında başka bir sesi daha kaldıracak halde değildim.
Onunla oynamam için saçımı çekiştiren Aksel'i duvara yapıştırdım, ağlamasını umursamayarak tuvalete ilerledim.Annemin böbreklerimle derdi olacak ki kolumdan tutup yanına çekti beni.Dayanamam salarım buraya, benden söylemesi!
"Hani okul bitince evlenecekti seninkiler? Ne bu acele?"
"Ne bileyim anne.Çişim var benim." Kapıya yanaştığım sırada Bad Girl'lük yapıp yine engelledi beni.
"Hamileler mi kız yoksa?! Boyun posun devrilsin!"
"Ben mi hamile bıraktım anne?! Benim niye boyum posum devriliyor?!"
"DEMEK HAMİLELER!"
"Değiller anne, değiller." Kolunu itmeye çalıştım.Ama yok, kadının kaslı kolları bir milim yerinden oynamıyor!
"Yemin et yoksa bırakmam."
"BÖBREĞİM İFLAS ETTİ KADIN! NE YEMİNİ, NEEEĞĞĞ?!"
♡♡♡
"Biraz daha tatlı ister misin Dünya'cığım?"
"O bonom onno."
Dolu ağzım eşliğinde sevimli bir şekilde son kalan dilimin bana ait olduğunu söyledim.Ama annem şeytan bakışlarını atmayı seçti ve benim biricik tatlımı Dünya'nın ağzına tıktı!
Dünya pisliği ise ağzındakini çiğnedikten sonra çıkardı, tabağıma koydu. "Al, ye."
Altta kalmadım.Kısa bacaklarımı karşı yöne uzattım, uzun süren uğraşların sonunda Dünya'nın ağzına geçirdim.
"Terbiyesiz!" diyen annem kaslı kollarıyla ayaklarımı büktü.Sessizce masadan kalktım, ellerimi yıkamak için banyoya ilerlemeye başladım.Küsme bahanesiyle masa toplamaktan kaçmak bile bana yeterdi.
"Düğün alışverişini tek başına yapacak değiller herhalde.Damatlar ve aileleri gelecek, değil mi?"
"Uçaktalar işte şu an."
"İyi, iyi.Bedavaya gitmesin de kızlar."
Ailemin evlenecek olan kendi kızlarıymış gibi her şeyi araştırmasına aldırmadım, soruları Dünya'nın yanıtlamasına izin verdim.Hava değişiminden midir bilinmez ruh halim çok iyi bu aralar.Normalde 'evlenemiyorum!' kıskançlığı içinde olmam gerekirken şu an, çayımı yudumlarken, evlenemediğim için fazlasıyla mutluyum.Düğün işi çok zor yahu!
"Sen de oralarda bulabildin mi Tatar?" diyerek dürttü beni hacıannem. "Dünya bulmuş.Senin neyin eksik ondan?"
Fısıldadığını sanan hacıannemi, Dünya tabiki de duymuştu.Duymayan kalmış mıydı ki?
"Fazlası var." dedi Dünya hunharca gülerek. "Şu kafanın, burnun büyüklüğüne bak bi' hacıannene, hiç eksiği olur mu?"
"Babaaaa babaaaa, Dünya bana laf sokuyor!"
Babam yüzüme bakmaya tenezzül etmedi, televizyonun sesini açtı.
"Kafasının büyük olmasının aksine beyni küçük."
Annemin son söyledikleriyle ve insan dışı kahkahasıyla kalbime kocaman bir kaya oturdu.ŞAKA.Mutluyum ya ben, bu sözlere mi alınacağım?
"Alınıyorum anne!"
"Aman!"
Dünya ve annem laf sokmaya devam ederken onlara gülümsemekle yetindim. Pekala, alınmayabilirim ama fazlasıyla sinirleniyorum ve sinirimi hiçbir suçu olmayan yiğenlerimden çıkarıyorum.Üzgünüm çocuklar, size zarar vermek istemezdim.
♡♡♡
"Ebrar ve Esin gelinliklerini şehir dışından almak istiyorlarmış.Buradakileri beğenmediklerini söylüyorlar."
"Söyle onlara beş kardeş yokuş aşağı indi, geliyor!"
Esin ve Ebrar, Türkiye'ye üçüncü kez ayak basan kocalarını karşılamakla görevlendirilmişlerdi.Aslında benimde Hyukkie ve ev arkadaşı Hamdi'yi Kore'de tek bırakan Yong hwa'yı karşılamam gerekirdi.Ama havaalanına gidemeyecek kadar aç ve üşengeçtim.
"Joon'a söyle dikkatli davransınlar.Tedbiri elden bırakmamak gerek, Cnblue'yu bilen biri görürse yanarız!"
"DÜNYA BANA ÇAY KOOOY!"
Ard arda üç kez daha cırladım.Fakat Dünya oturduğu yerden kalkıp kafama yastık atmaya bile tenezzül etmedi.Joon'la iş konuşmaya devam etti. Min hyuk ve benim ilişkim bile bu kadar sıkıcı değil yahu!
"SILAAAAĞĞĞĞ!"
Dünya'dan gelen uçan tekmeyi gördünüz mü? Görmediniz tabi.Çünkü uçan tekme yerine koluma koala gibi yapışmayı tercih etti.Çaresiz bakışlar da attığına göre onun bile içinden çıkamadığı durum vardı.
"Düğün salonu en yakın tarihi-"
"Otuz yıl sonraya mı vermiş?" dedim sırıtarak.
"Ne otuzu iki gün sonraya vermiş! O zamana asla hazırlanamazlar!"
"Başka düğün salonuyla konuşsunlar o zaman. Kıçında yangın çıkmış gibi bağırma ayrıca."
"Seni kıt zeka!" Yumruk yaptığı elimle küçücük olduğunu söylediği beynimi püre haline getirdi. "Salonu tutmuşlar aptal! Jung shin ve Jong hyun erkenden düğünü yapıp gidelim demiş."
"İyi evlensinler."
Dünya püre haline getirdiği beynimden hıncını alamamış olacak ki vurmaya devam etti.İşte o an on iki köşeli jetonum gürültüyle düştü. "BEN KENDİME ELBİSE ALMADIM! KAHRETSİN, NE GİYECEĞİM?!"
"ESİN VE EBRAR'IN GELİNLİĞİ YOK!"
Aynı anda tüm Türkiye'yi uyandırmak istercesine çığırdık.
"DAVETİYE BİLE YOK! LANET OLSUN, BU NASIL İŞ ?!"
Selam girls, ben hayırsızdan da hayırsız yazarınız.Yazma şevkim kırıldı. Bu yüzden bölüm fazlasıyla geç ve kısa geldi, kusura bakmayın. Zaten kimsenin benden istemediği sözleri verdiğim için devam ediyorum u.u
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayalime inanıyorum |cnblue
FanfictionHayran olduğu grubun konserinde sahneye atlayacak kadar deli dolu olan kızımız hayatının iplerini eline alınca ne yapacak? - bölümler düzenlenmektedir -