Beşinci Bölüm

157 30 22
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşk tanelerim yorum yapın da biraz sizi okuyayım <3 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşk tanelerim yorum yapın da biraz sizi okuyayım <3 


Oflaz ile yürüyen merdivenlerden üst kata çıktık ve park katını arkamızda bırakmış olduk, hangi kafede buluşacağımızı bilen olarak seri adımlarla önden ilerlerken Oflaz da bana yetişmeye çalışıyordu. Yetiştiğinde buluşacağımız yere aynı anda girdik, etrafı yokladım ve görüşeceğimiz insanları bir masada konuşurken buldum, arkadaş olmaları hem onlar hem de bizim için işleri bir tık daha kolaylaştırıyordu. Oflaz'ı bileğinden nazikçe tutup onlara ilerlemeye başladım.

Bileğine takmış olduğu siyah boncuklu bir bileklik vardı, parmak uçlarım ona değdiğinde manevi bir anlamı olup olmadığını merak ettim kendimce.

"Merhaba." dediğimde güler yüzle, Oflaz da tam arkamdan beni taklit etti. Kızlardan biri, Göksu, kızıl saçlı ve her tarafı dövmeli bir kızdı. Yüzü çok tatlı bir kızdı ve sıcak kanlı duruyordu. Elimi sıktıktan sonra kendini tanıttı ismini bilsem de. Ben de aynı şekilde karşılık verdim ve o Oflaz'a geçerken diğer kızın, Işık'ın elini sıktım. Işık da saçlarını kıpkısa ve siyah kullanıyordu gördüğüm kadarıyla, onda da bol bol dövme ve ek olarak piercing vardı. Onunla da aynısını tekrarladıktan sonra oturduk ve ben de onları incelemeyi bıraktım.

"Biz bir şeyler söyledik sizi beklerken ama..." dedi kararsız bir şekilde Göksu, ben de "İyi yapmışsınız biz de hemen söyleyelim Oflaz." dedim rahat hissetmesi adına bolca gülümseyerek. Uzun süre sonra ilk defa karşı tarafı bu kadar önemsiyor ve bu kadar güler yüzlü olmak için çabalıyordum. Bu beni biraz zorluyordu açıkçası ama elimden geldiği kadarıyla başarılı olduğumu umuyordum. 

Oflaz ile yanımıza gelen garsona siparişi verdikten sonra merakla beni bekleyen kızlara döndüm ve onları bekletmemek adına konuya girdim. "Sizinle Selim Fırat hakkında konuşmak istiyordum kızlar." dediğimde kızlar tereddütlü bir halde kısaca bakıştılar. Onların bu halini anlamak zor değildi, bir bokluk olduğunu tahmin etmelerinin zor olmadığı gibi.

"O ve arkadaşlarıyla ne kadar samimisiniz?" diye sordu Oflaz. Ses tonu ürkütücü veya huzur kaçırıcı değildi, rahatsız etmeyen bir tonda ayarlamıştı. Onun sesini duyunca Oflaz'ın bizimle olmasından rahatsız olurlar mı diye sormadığımı fark ettim. Bunun için doğru zaman ne zaman olurdu ki? Daha konuya tam girmemiştim bile. Ama beden hareketleri bunu ele verirdi diye düşünüyordum, bir sıkıntı olmadıkça sormaya gerek duymayacaktım.

TABUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin