On Sekizinci Bölüm

181 23 3
                                    


Son yaşanan günlerden sonra kızlar, ailem, voleybol, dersler arasında gidip gelmiştim. Antrenmanlarımdan sonra hep Oflaz ileydim. Ders çalıştığım anlarda bana eşlik etmişti. Birlikte kütüphanede ders çalışmıştık defalarca ve sanırım Büşra aramızdaki şeyin farkındaydı artık. Yine de güler yüzlü bir insan olmaya devam ediyordu. 

Hafta sonu kendimi eve kapatmıştım, pürüzsüz bir program hazırlamıştım cuma akşamı işlerimi bitirdikten sonra ve bunu yaparken Oflaz ile görüntülü konuşmuştuk. Cumartesi günü tamamıyla evde ders çalıştığım ve hiçbir kısmına Oflaz'ın O'sunu bile koymadığım için bana kızmıştı. Sonra triplere girmiş ve aniden gitarını alıp "Aldatıldık aldatıldık dünya böyle değil..." diye şarkı söylemişti.

Ona göre onu derslerle aldatıyormuşum.

Çok gülmüştüm ama kendisi tam bir drama queen oluyordu bazen. Yine de gitar çalarken onu izlemek güzeldi, bunu da fark etmiş olmuştum. Eline her müzik aleti yakışmakla birlikte harika bir iş de çıkarıyordu. Yeteneğini göz ardı edemezdim.

Israrları sonucu pazar günüme Oflaz'ı eklemek zorunda kalmıştım, içten içe buna mutluydum tabii ki ama yanımda tüm dikkatiyle ders çalışabileceği konusunda bazı şüphelerim vardı. Mola verene kadar benimle iletişime geçmeden durur muydu emin değildim. 

Bu nedenle cumartesi gecesi bir tık heyecanlanmıştım. O gün akşama kadar ders çalışmıştım, akşam yemeğinden sonra ise film gecesi yapmıştık. Film çok güzeldi, su gibi akıp geçiyordu. Bittikten sonra Derin ve ben, annem burada olsaydı çok severdi bu filmi diye düşünmüştük. Babam da katılmıştı buna ve sonra biraz duygulanmıştık. Babamım gözünden bir damla yaş düştüğünü görünce biz de ağlamıştık ama kısacık sürmüştü, sonra gülümsemiştik. En son da sarılmıştık.

Ardından ben odama çıkmıştım ve içim kıpır kıpırken bunu Oflaz'a anlatmıştım. Oflaz'a çok şey anlatmak konusunda kendimi zorlamaya çalışıyordum. Bu paylaşımlar onu da çok mutlu ediyordu çünkü ve ben her paylaştığım şeyden sonra biraz daha alışmış, rahatlamış hissediyordum. Bu nedenle ben de mutluydum.

Pazar sabahı günümüzü kütüphanede geçireceğimiz için üzerime rahat bir şeyler giyme kararı almıştım. Gri eşofmanımı ve siyah dar ama esnek, boğazlı bir bluz giydim. Göbeği açıktı ancak montumu giyince üşümeyeceğimi düşünüyordum. Saçımı topuz yapmıştım ve çantamı taktıktan sonra siyah Converselerimi giyip çıktım. 

Arabaya binerken Oflaz'a mesaj atmıştım, geçerken onu alacaktım ve on dakikalık uzaklıktaki bir kütüphaneye gidecektik. Ben defalarca gitmiştim kızlarla, ilk defa başka biriyle gidecektim ve Oflaz daha önce hiç gitmemişti. O genelde okulunun kütüphanesini kullanırmış ama ben hafta sonu da okul ortamına girmeyi pek sevmiyordum antrenman koyulmadıkça.

Oflaz arabaya bindiği gibi beni yanağımdan öperken kıkırdadım. Sevgili değiliz dedikçe sevgili gibi takılıyorduk ve bunun hiçbir anlamı kalmıyordu. Sanırım sevgili olduğumuzu kabul etmem çok daha kolay olacaktı. 

Arabayı sürerken Oflaz "Oha." diye mırıldandı birden. Kaşlarım çatılırken ona saniyelik bir bakış fırlattım. Bacaklarıma bakıyordu. "Dünyadaki tüm siyah eşofmanlar bittiği için mi gri renk giydin yoksa biri seni silah zoruyla mı giydirdi?"

Ona baktım, onda da gri eşofman vardı.

"Kendi hür irademle giydim, bazen böyle değişiklikler yapıyorum."

"Değişiklik bunun yanında küçük bile kalır. Biri senin dolabında devrim yapmış."

Gülümsedim. "Çok seviyorsun abartmayı ya. Sen giyersin diye düşündüm o yüzden giydim belki? Belki benim romantikliğim tuttu olamaz mı? İlla birinin zorlaması mı gerekiyor? Ayrıca ben başka renkler de kullanıyorum gayet."

TABUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin