dans eden insanların zehri, görkemli balolarda
damladığında berrak ruhuma
terk edilmiş limanlara sığındım bir kez daha
içimde çocuksu da değil, hastalıklı bir umut
kimleri harcamış, neleri gömmüş
bulmak ve bulunmak uğruna
delirmedim, yalnızca bilmediğiniz bir dil
şakıdığım, sustuğum ve haykırdığım
benim evimdir terk edilmiş limanlar
kaç gülüş büyümem gerekiyor
kaç gözyaşı kadar yaşlanmam
dokunmayın, çekin tertemiz ellerinizi
güzel sözleriniz, derin göllerinizle
kirletmeyin mücadelemin isli izlerini
sizin olsun beyaz sayfalar
sağır edin sözlerinizi,
benim susarak anlaşılmaya ihtiyacım var
yağmurlarınız yakıyor
sevgiyle beslediğim yaratıklarınereye bırakabilirse sudan korkan bir kuğu
masumiyetini
bulamaz hiçbir cevap
evim bellediğim terk edilmiş limanları
okyanuslar kurusun, taşsın kara göklere
herkes hissizken azalan denizlere
çamurlar içindeydi bu limanlar,
toprağı anlayan siz insanlar değil,
vatansız kalmış balıklar
çocuktum, büyüyebilmem için gerekliydi ölüm
gel sevgilim, henüz dünyaya
yansımamış gülüşlerimbana aynaları sevdirebilecek tek şey, düşlerim
şatafatlı şehrin ışıklarına kör,
senin çaktığın kibritlerin izibir davamız var seninle
terk edilmiş limanları gez, vazgeçme
birinde bekliyor seni, küçük bir kız çocuğu
yaralı bir kadın, huzura ermiş yaşlı bir hanım
bulmak ve bulunmak uğruna
bulacağım seni, aramak pahasına
ömrüm kuruyuncaya dekbakmak uğruna aynalara,
yaşadığımız tüm hayatların hatırına