1. Bölüm

16K 235 98
                                    

Bazı insanlar kalplerini dinler,bazı insanlar ise beyinlerini. Onu uzaktan severken kalbini,onunla yakınlaştıkca beynini dinleyen insanlar çok üzülür. Ben de o üzülen kısımdanım.

"Sanem?"

İsmimi duyar duymaz kafamı kaldırdım. "Burda."

Hoca da yoklama kağıdından kafasını kaldırdı ve oturduğu sandalyesinden kalkarak yanıma geldi. Kapı tarafı en arka sırada oturuyordum ve neredeyse bütün derslerde uyuyordum.

"Sanem kızım sen gece kaçta yatıyorsun?"

Bunu niye sormuştu ki şimdi?

"Uyumuyorum hocam" dedim gözlerimi ovuşturarak. Çünkü hocayı göremiyordum.

"Belli belli" dedi ve arkasını dönerek geri öğretmen masasına yürüdü. "Ailen gelsin de bir konuşalım."

Neden bunu yapıyorlardı? Neden herkesin ailesi olmak zorundaydı? İnsanları aileleriyle vurmak en büyük şerefsizlikti.

"Gelemezler hocam" dedim ayağa kalkarak.

"Neden?" diye sordu bu sefer kaşlarını çatarak. "Bizim mi onların ayağına gitmemiz gerek?"

"Annem mezardan benim için bile kalkıp gelmiyorsa sizin için hiç gelmez. Babamın da yeni ailesini bırakıp benim için şehir değiştireceğini düşünmüyorum. " dedim ve çantamı alarak kapıya doğru yürümeye başladım.

"Nereye gidiyorsun, Sanem? Otur çabuk yerine!"

Hocayı dinlemeden kapıyı açtım ve sınıftan çıkarak en alt katta ki kütüphaneye inerek rastgele bir kitap alıp okumaya başladım.

Bir kaç grup ve kitap delileri dışında kütüphaneye uğrayan olmazdı. Bazen o da gelirdi.

Oturduğum yerin hemen yanındaki yere sertçe birisi oturdu ama kim olduğuna bakmadım. Büyük ihtimalle kitabı yoktu çünkü şuan normal hareketler sergilemiyordu. Sandalyeyi sertçe bana çevirdi. Onun kim olduğuna bakmam lazımdı çünkü şuan dik dik beni izliyordu,hissediyordum.

Kim olduğuna bakmak için kitabın ayracını aldım ve sayfanın arasına sıkıştırarak kitabı kapattım. Kafamı yavaşca ona doğru çevirdim. Oydu. Ama niye beni izliyordu? Hemde kaşlarını çatarak?

Ares.

"Neye bakıyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak. Benden sonra sınıftan mı çıkmıştı?

Cevap vermeden beni izlemeye devam etti. Tam gözümün içine bakıyordu.

"Konuşsana! Neye bakıyorsun alıcı gibi?" dedim sesimi yükselterek.

"Neden her üzüldüğünde yada sinirlendiğinde kütüphaneye geliyorsun?" diye sordu. Artık kaşlarını çatmıyordu. Benim kitaplara sığındığımı nereden biliyordu,beni mi izliyordu?

"Beni mi izliyorsun?" diye sordum.

"Alakası yok" diye cevap verdi. "Sadece bir kaç kez gördüm."

"Sana, beni göstererek 'bu kız sizin sınıfta mı?' diye sorsalar 'hayır' dersin Ares. O kadar görmüyordun beni. Şimdi ne oldu?"

Gülümsemeye başladı. "Hiçbir şey"

"Birşey yoksa git artık" dedim ve kitaba döndüm.

"Var aslına " dedi. Benden ne isteyebilirdi ki?

"Söyle o zaman."

"Seninle bir iş birliği yapmam gerek." dedi pat diye.

Güldüm ve yeniden ona döndüm. "Nasıl bir iş birliğiymiş bu?"

"Yarın arkadaşlarımla iki günlük tatile gidiyoruz. Sende geliyorsun sevgilim olarak."

Ne demişti o? Sevgilim olarak mı? Kelebekler rahat durun.

"Niye?" diye sordum bozuntuya vermeden. "Bade'ye ne oldu? Şutladın mı kızı iki günde?"

"Evet."

"Tak koluna bir kızı git işte beni niye uğraştırıyorsun? Zaten bütün okul senin için yanıp tutuşuyor."

"İşte bunun yüzünden. Şu piçlerle senin hakkında iddia ya girdik." Kalbime bıçak saplandı. O sapladı. "Bütün okul benim için yanıp tutuşurken sen benim için yanıp tutuşmuyordun." Sen öyle san. En çok ben istiyordum seni. Onlar seni bir günlük isterken ben bir ömürlük istiyordum. "Onlarda benim seni tavlamamı falan istediler işte."

"Bunu bu kadar açık nasıl söyleyebiliyorsun?" diye sordum. "Ve cevabım hayır. Seninle gelmiyorum,benim yerime başka bir kız götür."

"Sana soru sormadım,Sanem. Benimle geliyorsun dedim o kadar." dedi. "Eğer gelmezsen o tüm dünyadan sakladığın sır varya,onu tüm dünya öğrenir."

"S-sen onu nereden biliyorsun?"

"Benim bilemeyeceğim hiçbir şey yoktur."

Sen gerçekten aptalsın Ares. Senin hiçbir boktan haberin yok.
Aşkımı biliyor muydun? Hayır.
Senin için ağladığım geceleri? Hayır.
Sen fark etmeden çektiğim fotoğraflarını? Hayır.
Derslerde seni izlediğimi? Hayır.

"Sen öyle san Ares." dedim yüzüne tükürür gibi bakarak. "Senin hiçbir boktan haberin yok."

"Belki vardır."

"Belki yoktur. Sadece beni yiyorsundur."

"Öyle mi dersin?"

"Öyle derim."

Oturduğu sandalyeden kalktı ve kütüphanenin çıkışına yöneldi. "Yarın saat 8 de okulun kapısının önünde ol. Detayları yolda anlatırım. Yanına da düzgün kıyafetler al. Hadi görüşürüz." dedi ve kapıyı kapatarak kütüphaneden çıktı. Benim kalbimden de çıktı.

Gitmekten başka bir çarem var mıydı? Hayır.

Yarın çakma sevgilim le tatile gidiyorum. Hayır,hayır. Yarın 3 yıldır gizli gizli izleyip,her gece onun için ağladığım çocuğun üzerime iddiaya girdiği kız olarak tatile gidiyorum.

İDDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin