"İzel geldi yani geldiler yani beraber of İzel kafayı yiyeceğim nasıl nerden ve neden anlamıyorum nerdesin sen cidden iyi değilim"
"Hı?"
"Çağatay ve Asya beraber geldiler"
"Ne?" Dedim hayretle Asya Hasan'ın aşık olduğu ya da aşık olduğunu sandığı sevgilisiydi ve basit bir telefon mesajı ile ayrılmıştı.
Hasan ise benden bu kadar çabuk vazgeçebilen bir insan için üzülmek anlamsız diyip aşırı sosyalleşmişti ama onu çok iyi tanıyanlardan biri olduğum için biliyordum üzülmediğinden değil düşünmemek için bir sürü şey yapmıştı
"Ben bilmiyorum onu görmek iyi gelmedi bana İzel bir de o şerefsizle gelmiş"
"Tamam canım sakin kalmaya çalış ay ne diyeceğimi bilemedim düzgün düşünemiyorum şu an yanına gelmeye çalışacağım evde beni bekle"
"Lütfen çabuk gel"
Emir kıpırdandı zar zor gözlerini açmaya çalışarak
"Ne oldu?" dedi sesi oldukça kısıktı
"Hasan'ın evine gidebilir miyiz acil bir durum var da"
"Ne oldu?" Bu sefer uykusu açılmış gibiydi
"Yolda anlatırım özür dilerim ama gitmemiz gerek"
"Neden? neyse ben bir elimi yüzümü yıkayım bekle beni" tamam anlamında kafamı salladım
.
.
.Yolda bir süre geçirdikten sonra "Evet İzel bekliyorum neden Hasan'ın evine bu saatte gidiyoruz" huysuz olduğu her halinden belliydi
"Hasan biraz kötü durumda" onun durumunu açıkça anlatamazdım Çağatay olayını zaten kimse bilmemeliydi
"Sevgilim benimle uyurken başka bir adamla konuşuyor sonra o adam kötü diye kollarımdan gecenin bir vakti ayrılıp onun yanına gidiyor ve tek bahanesi biraz kötü olması mı cidden!"
"Sakin kalsan olmaz mı?"
"Olamıyorum İzel nerden bakarsan bak saçmalık!"
Sesiyle birlikte arabanın hızı da arttığında sinirle ona döndüm
"Emir o benim sırdaşım sonuçta eğer kötüyse yanında olmak zorundayım. Sen yokken o vardı ilerde o mu ben mi gibi saçma kıyaslara da girerse-"
"Yok yok ben yerimi gayet iyi anladım İzel yalnız kalalım diye kaç işimi yarıda bıraktım beraber vakit geçirelim diye kaç fikir sundum uyguladım ama anladım"
"Hasan'ın çok sevdiği aşık olduğu bir kız vardı ismi Asya iki yıl sevgili oldular büyük bir sevgileri vardı Asya yurt dışında okuyordu Hasan da arada gider gelirdi sonra bir gün ansızın tek mesajla ayrıldı. Hasan çok üzüldü ama kimseye belli etmedi kendi içinde yaşadı her şeyi
Bugün İstanbul'a gelmiş Çağatay diye sevmediğimiz biri var onunla birlikte gelmiş çocuk da şok olmuş onun için endişelendim abime gidemez Çağatay onun yakın arkadaşı Zeynep abla ile zaten konuşamaz Serra ile de fazla yakın değil bense onunla nerdeyse 7 yıldır arkadaşım şu an fazla yalnız yanında olmak zorundayım""En baştan anlatsaydın olmaz mıydı?"
"Onun hayatını ondan izinsiz seninle paylaşmam ne kadar doğru"
"Haklısın"
"Evet haklıyım seven tek kişi senmişsin gibi davranıyorsun bu ilişki sırf senin çabaların ile dönüyormuş gibi hissettiriyorsun"
"Kıskandım"
"Dahasını yapma benim için değerlisin saçma sapan sözlerle, aptalca imalarla birbirimizi kanatmayalım. Saralım sarılalım"
"Sen de öyle hissettiriyorsun. Ben dışında herkesle ilgilisin ben sarılmak istedikçe kaçıyorsun"
"Nerden çıktı bunlar Emir. Yok öyle bir şey kafanda kurma lütfen yapma bunu."
"Ben de kötüyüm İzel ben de kafama takıyorum hayatımdaki her şeyi sinir stres ve kaygı yaşıyorum sadece senin yanında unutuyorum sadece senin yanında mutluyum ben İzel sadece seninleyken nefes alıyormuş gibiyim"
Konuşurken aynı zamanda gaza da basıyordu ormanlık yoldan trafiğe çıktığımızda korkmuştum
"Ama nefret de ediyorum İzel bencilce olabilir hatta öyle senin beni benim seni sevdiğim kadar sevmemen çok yoruyor beni bazen diyorum ki benim sevgim ikimize de yeter bazense görüyorum işte benim yanımdan başkası için gidişini sonra deliriyorum"
"Emir yavaşla"
"Sonra diyorsun ki Hasan ile kıyasarsan onu seçerim daha da sinirleniyorum"
Bir arabayı solladı hızı ile ben de savruldum beni duymuyor gibiydi
"Emir lütfen yavaşla kaza yapacağız"
"Sana kızamıyorum bile İzel benden kopacaksın daha başındayız zaten olmuyor diyeceksin diye aslında hissettiğim hiçbir şeyi paylaşamıyorum seninle "
Ani fren ile öne doğru kaymıştım ki Hasan'ın evinin önünde olduğumuzu fark ettim. Beni çarpmadan kurtaran ise sevgilimin güçlü kolları değil emliyet kemeri oldu
(arabadayken emliyet kemeriniz takın çok saçma bir yerde konu spotu verdim neyse çaktırmayın)
Dediklerinden sonra ne inip Hasan'ın yanına gidebiliyordum ne de tek kelime edebiliyordum.
"Emir" dedim zar zor kendimi toplayarak
"Seni seviyorum gerçekten seviyorum fakat birbirimize sen şunu yaptın ben bunu yaptım diyerek gelemeyiz ikimiz de fedakarlık gösteriyoruz kimi zaman fark etmesek de bu böyle"
Yüzüme bile bakmıyordu bakışları karşıdaydı direksiyondaki elini tuttum
"Gitmemden korkma bana bir şeyler demekten içindekileri açmaktan vazgeçme gerekirse bağırıp çağırırız ama söz ver sonunda sarılıp barışalım"
Yüzünü bana döndü parmaklarımızı kenetledi "söz"
"Seni yalnız bıraktığım için özür dilerim ben de sana söz veriyorum telafi edeceğim" emliyet kemerini açıp ona sarıldım
"Peki" dedi ama sarılmamıştı. Yavaşça ayrılıp
Güneş yavaş yavaş doğarken "Arabayı dikkatli kullan sevgilim lütfen hız yapma ve evine gidince de mesaj at "
"Tamam" kapıyı açıp indim arabadan bir kırık kalbi düzeltemeden diğerini onarmaya gidiyordum
.
.
.Bölüm sonuna gelmiş bulunmaktayız umarım hoşunuza gitmiştir
Tartışmada Emir haklı diyenler?
İzel haklı diyenler?
Ne gerek vardı tartışmaya yumoş yumoş gidiyordu diyenler?
Vakit ayırıp okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim mutlu günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi (Yarı Texting) [ARA VERİLDİ...]
Teen Fiction0531***: Eğer, eğer o gün sokakta koşa koşa gitmeseydin. 0531***: Eğer o siktiğimin alarmı çalmış olup toplantımı kaçırmama neden olmasaydı. 0531***: Seni görmeyecektim. 0531***: Öyle çok isterdim ki Meleğim gülüşünü görmemeyi 0531***: Sikiyim de...