Artık arabayla gidemiceğimiz bir yola geldiğimizde arabayı kenara çekip yürümeye başladık. Bol ağaçlı bir orman yoluydu burası. Uzun süre yürüdükten sonra Chaer, "Geldik." dedi. Karşımda yarım kalmış bir inşaat bulunuyordu. Kendimi hazırlayıp sessizce içeri girdim. Bizimkilerde arkamdan geldi.
1. katta kimse yoktu. Burası çok soğuk bir yer Felix'im üşütmüştür burda. Sessizce 2. kata çıktık. Karanlıktı, fakat görebiliyordum. Tamamen bedenimide içeri soktuktan sonra biraz uzakta yerde oturan birini gördüm. Etrafta kimsenin olmadığından emin olup, ona doğru yürümeye başladım. Arkasını döndüğünde ürperip geri adım attım. Felix'ti!
"Aman Tanrım Felix iyi misin? Sana birşey yapmadı değil mi?" diye sorular sıralarken koşarak ona sarıldım. Beni görünce, "Jisung." diye ağlamaya başladı. "Tamam bebeğim geçti korkma ben artık hep burdayım." diye onu sakinleştirmeye başladım. Chan bizi hadi gidelim diye uyarmasa saatlerce orda o şekilde durabilirdik. Kalkıp aşağı inmeye başladık. Felix buz gibi olmuştu. "Eğer o orospu Jungkook'u görürsem gördüğüm yerde sikeceğim." dedim. Ormanlı yola çıktığımızda karşımda Jungkook'u görmeyi beklemiyordum. "Jungkook?" dedi Hyunjin. İğrenç bir şekilde sırıttı Jungkook. "Ulan ben şimdi seni sikmez miyim?" diyip üstüne atladım.
Tüm öfkemle vurdum ona. Tüm nefretimle. Artık yüzündeki kanlar elime bulaşınca ayağa kalktım. Chan, "Boşver Jisung hadi gidelim, burda gebersin piç." dedi. Jungkook'u yerde bırakıp ilerlemeye başladık. "Chaeryeong güzelim. Merak etme sanada sıra gelicek." dedi iğrenç bir şekilde. Chaeryeong Jungkook'un yanına doğru sert bir şekilde gidip, ona tekme attı. Jungkook yerde kıvranırken onu bırakıp arabaya doğru yürüdük.
Arabayla eve dönerken tek kelime konuşmadık, yorulmuştuk. En son Felix'in kafasını omzuma koyup uyumasını hatırlıyorum. Sonra bende uyuyakalmışım. Chan hepimizi eve bırakmıştı. Felix'in yanımda kalmasının daha iyi olacağını düşünerek benim evime götürdüm. Chaer dikkatlı olucağını söyleyip evine gitti.
Saat çok geç olmamıştı ama yorulmuştum işte. Felix'in yanına uzanıp tavanı izlerken, Felix'in bana doğru döndüğünü hissettim. Bende ona doğru döndüm. Uzun süre onu izledim, saçlarını okşadım. Felix'im geri gelmişti, artık onu asla bırakmıcaktım. Gözlerini açtı, "Jisung seni seviyorum." dedi. "Bende seni seviyorum birdaha seni asla yalnız bırakmıcağım." dedim. Sonra Felix'in kolunda birşey dikkatimi çekti, daha dikkatli baktığımda bunun bir morarıklık olduğunu gördüm hızlıca doğrulduğumda Felix şaşırdı ve oda doğruldu. "N'oldu?" dedi. Kolunu tutup morarıklığa iyice baktığımda kolunu çekti. "Birşey yok sadece düştüm." dedi. "Ne zaman düştün Lix? Hem bu normal bi şekilde düştüğün zaman olmaz. Jungkook bişey yapmadı değil mi?"
"Onun adını duymak istemiyorum. Nefret ediyorum ondan. O düşürdü beni. Tıpkı okuldaki gibi ittirip durdu. Canım acıyor dur dedim dinlemedi. Heryerim çürüdü Jis. Ama ben seni bekledim Jisung gelir o beni çok seviyor dedim. Geldin Jisung tanrıya şükür geldin." diyerek ağlamaya başladı. Çok öfkelenmiştim. Benim dokunmaya kıyamadığım sevgilimi düşürmüş müydü yani? Sarıldım Felix'e. Sımsıkı sarıldım. Birdaha asla bırakmıyacağım der gibi sarıldım. "Allah belasını versin o orospu çocuğunun. Lix lütfen söyle başka nerelerin morardı?"
"Kollarım, dizlerim ve belkide sırtım." dedi. "Bakabilir miyim?" dedim. Başını tamam anlamında salladı. Yavaşca tshirtünü çıkardım, ve sırtına baktım. Tanrı aşkına, sırtı çürümüştü resmen. İçimden binbir çeşit küfürler ürettim. Tshirtünü geri giydi ve, "Hadi uyuyalım Jisung. Daha fazla bunu düşünmek istemiyorum." dedi. "Tamam bebeğim. İyi geceler." diyip, dudağına küçük bir öpücük kondurdum ve yanına yattım.
-
Bir gunde 2 bolum attim cüs
Baska bi jilix ficine daha baslamayi dusunuyorum baslasam okur musunuz
Neyse bu kadardi 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are My Past - Jilix
Fanfiction~Çocukluktan beri çok sevdiği yakın arkadaşı Felix'le ailesi yüzünden görüşemeyen Jisung, yıllar sonra çalıştığı kafede Felix'le karşılaşır... -Angst- TAMAMLANDI -130722 -110822