sessiz çığlıklar (I)

741 18 8
                                    

Gelen hıçkırık sesleri ile hızla doğruldum "Doruk" hıçkıran arkadaşına baktı hızla koltuktan kalkıp ona sarıldı. Hıçkırıklarını saklayan çocuk ona sarılan bedenle artık rahatça ağlıyordu

"şşşş geçti" arkadşının verdiği teslli ona işlemiyordu sanki "geçmiyor!" bağrarak kurduğu cümle ile Asaf'ın gözleri dolmuştu ama ağlayamazdı, arkadaşı için güçlü durmalıydı

"Doruk'um yalvarırım böyle yapma lütfen" yalvarırcasına çıkan ses tonu ile Doruk'un yüzü buruştu, ağlamak istiyordu, daha çok ağlamak timden haber yoktu sevdiği adamdan haber yoktu, bulunan parçalanmış askerler bulunmuştu nasıl sakin olmalıydı ki

"hissediyorum Asaf niye anlamıyorsun o yaşıyor hissediyorum" arkadşının umudunun kesilmemesini o istemişti ama neredeyse bir haftadır timden haber bulunmuyordu, ve arkadaşı bir haftadır krizleri nedeniyle uyutuluyordu üstlere ne dicekti şimdi

arkadaşına sarılırken kara kara düşünüyordu. Tıklanan kapı ile ayrılıp 'gir' komtunu verdi içeri giren binbaşı ile hızla ayaklanıp selama geçti "rahat yüzbaşı" diyerek izin verdi sert bakışlar bu defa Dork'un üstündeydi "nasılsın Doruk?" Doruk'un bağrıp ağlamasından dolayı kısık ve pürüzlü çıkan sesi ile Asaf binbaşının gözlerinde anlık olarak gördüğü şeyin endişe olup olmadığına karar veremedi

"iyiyim komutanım" Atlas, kafasını olumlu anlamda sallayarak bakışları Asaf'ı bulmuştu "bize biraz müsade et yüzbaşı!" Ses tonunda açıkça bulunan emir ile Asaf'ın gözleri Doruk'a kaydı ve iyi olduğuna kanaat getirerek binbaşıya döndü "emredersiniz komtanım" diye selam vererek odayı terk etti

arkadaşını yalnız bırakmak istemiyordu ama bir sigara içebilirdi en azına. Asansöre ilerledi ve katta bulunan asansöre bindi. Bahçeye çıktığı gibi sigarasına uzandı bir dal çıkarıp yaktı kulaklığını takıp Sezen Aksu- Seni kimler aldı açtı

gözlerini dinlendirmek için kapattı. Vücüdunda hissettiği tek şey yorgunluk hem ruhsal hemde bedensel olaraktı

içeride gördüğü binbaşı ile sinirleri bozulmuş gibi ağzından gülücükler kaçmıştı. Ağlayacaktı biliyordu, hızla hastanenin arka tarafına giderek duvarın dibine çömeldi

hıçkırarak ağlamaya başladı ama lanet olsundu ki bağırmayı çok istiyordu. Sanki içinde bulunan tüm sinir, öfke, hüzün, kıskançlık ne varsa alıp götürecekti

lanet olsundu ki o gitmeliydi o sikik operasyona o gitmeliydi dünyadan sadece bir fazlalık kalkmış olacaktı, kardeşim dediği insan bu kadar harap olmayacktı diğer kardeşi kaybolmayacaktı

dakikalarca orada kaç sigara içti bilmiyordu ama artık kardeşinin yanına gitmeliydi. Hızla yerinden kalkınca gelen baş dömesi ile sinirle güldü günlerdir yemek yemiyor uyumuyordu. Kendini lavaboya attı hızla elini yüzünü yıkadı. kardeşi onu öyle görmemeliydi

kızrmış gözlerine son bir bakış attı ve odaya doğru yol aldı. Kapının önünde duran askerlere bakılacak olursa binbaşı hala içeridedi kalbine çöken ağırlık ile derin nefes aldı. Sırtını duvara verip öylece yaslandı, midesi bulanıyor kusmak istiyordu sanki

kendi düşüncelerine dalmışken sertçe açılan kapı ile yaslandığı duvardan ayrıldı. Binbaşı sinirli görünüyordu, bir an Asaf onu bu kadar sinirkendiren şeyi merak etti sonra hemen vazgeçti

binbaşı Asaf'a bir bakış atarak askerleri ile gitmişti. Asaf arkasından iç çekti ve içeriye girdi. Doruk gergin görünüyordu, Atlas binbaşıda sinirli olduğuna göre birşey yaşanmıştı demek ki

"İyi misin kardeşim?" Asaf'ın sorusu ie kendine geien Doruk bakışları onu buldu belli belirsiz kafa sallayarak onayladı

Soldier (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin