~7~

325 36 333
                                    

"...seni ilgilendirmez, çık evimden." dedin gözlerini kaçırarak. Elin istemsizce karnına gitti.

"Ben... Bilseydim bu kadar üstüne gitmez ya da sinir etmezdim." dedi. Sesindeki suçluluk duygusunu hissedebiliyordun. "Pardon." diye ekledi ve kapıya yöneldi.

"Üstünden üç yıl geçince alışıyor insan." dedin. Durup sana döndü.

"Ve sen üç yıldır hâlâ evlisin? Ondan nefret ediyorsun zaten, boşanmamanız için bir neden yok."

"Adamın eve geldiği yok ki boşanayım. Kumarhanelerde sürekli." dedin.

"O zaman onu terk et. Giderken de biraz para alır götürürsün, bir yere de işe girersin. Kirada yaşarsın."

"İntikam istiyorum."

"Sırf intikam için değer mi?"

Gülümsedin ve elini karnından çekip kapıyı işaret ettin.

"Göreceğiz." dedin.

Evden çıkıp gitti.

Bu adamın bencilce sana dadanmasından sonra sana böyle davranması garip gelmişti. Ama acıma duygusundan çok farklı bir histi ondaki. Tarif edemezdin ama kolaylıkla sana 'acımadığını' söyleyebilirdin.

Yukarı çıktın ve fincanları, çaydanlığı ve mutfak tezgahını yıkadın.

Sanki az önce bulunduğun mutfakta bir geçmiş dramı yaşanmamış gibi işini bitirdiğinde yine öldürme planları düşünmeye başladın. Ama ardı arkası kesilmez esnemeler yüzünden biraz yatmaya karar verdin.

Yatak odasına gittin, elbiseni ve korseni çıkarıp rahat şeyler giyindin ve yatağa uzandın.

Rüyanda geçmişten bir-iki anı gördün.

3 yıl öncesiydi, evin salonunda volta atıp duruyordun. En sonunda kapı çaldı ve hemen kapıya koştun.

Gelen Ostvana ve eşiydi. Ostvana'nın eşi çevrede tanınan en iyi doktordu. Ostvana da doktor sayılabilirdi çünkü annesi ebeydi.

"Hemen uzan, seni muayene edeceğiz şimdi." dedi Ostvana ve seni üç kişilik koltuklardan birine yatırdı.

"Ostvana, heyecan yapma. Kadını da heyecanlandıracaksın." dedi doktor çantasını karıştırırken. Sonra da yanına oturdu. "Hem her mide bulantısı hamilelik olmayabilir."

"Çok biliyorsun Nikolay! Acele etsene!" diyerek kocasının kolunu dürtükledi Ostvana. Bir yandan da senin elini sıkıca tutuyordu. O da hemen başucunda oturuyordu. "Belirtileri saysana yine." dedi sana.

"Umm... Dediğiniz gibi, gece gündüz kusuyorum. Sürekli halsizleşiyorum. Bazen başım çok kötü ağrıyor, bazense dengemi kaybedip düşüyorum. Her şeye ağlıyorum. Her zaman uyuyorum, hatta bir keresinde kahvaltı masasında uyuyakalmıştım." dedin ve güldün. Sonra da ekledin.

"Ve rahatça sığabildiğim korseler dar geliyor. Vücudum zayıflasa da karnım garip bir şekilde şişiyor."

"Durun biraz." dedi doktor seni susturarak. Karnını stetoskop ile dinlemeye çalışırken tek bir noktada takılmıştı. Elini o noktadan ayırmadan kulaklıkları çıkardı ve sana uzattı.

Ostvana hemen kulaklıkları kulağına taktı.  Kulağında hızlı hızlı atan bir kalbin ritimleri yankılanmaya başladı. Bu nefesinin kesilmesi için yeter de artardı bile.

"Eğer kalp ritimlerini duyabiliyorsak büyük ihtimalle 2 aylıktan büyüktür. Tebrik ederim."  dedi doktor. Senin dilin tutulduğu için konuşamıyordun.

Rͪͥus ̷̓Ça̕r̰l͙͔̙̞̱͞ığ̴ıͥ͌ͣ̿̉ x ̶̸̢Reade͒̇̿ͭr̛͡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin