Akşama kadar Akim sürekli etrafında dolandı. Onu görmezden gelmek için bir iş yapmaya çalışsan bile yanına gelip yardım etmeye çalışıyordu. Sen de işi ona kilitleyip yalnız kalmak için kaçıyordun.
Akşam yemeğinde bunu yapamadın ama. Akim yol yorgunu olduğunu söyleyip yatak odasına çekildi. Yemek yapma işi sana kalmıştı.
Sen de yemeği hazırladın ve aşağıya, oturma odasına sofrayı kurdun. Bütün bunlar yaklaşık 1 saatini almıştı. Cep saatine baktın ve saatin 9'u çeyrek geçe olduğunu gördün.
Hava karanlıktı ve kar yağışı devam ediyordu.
"Akim!" diye seslendin odanın kapısından. "Akşam yemeği hazır."
Akim yataktan doğrulmuştu, kesik kesik nefes alıyordu ve tek bir noktaya dikmişti gözünü.
"Akim, iyi misin?" diye sordun içeri girerek. Her ne kadar 'hayır' demesini dilesen bile.
Akim başını iki yana salladı. Zorlanarak ayağa kalktı ve sol kolunu sıvazladı.
"Sol kolum uyuştu. Üstüne de yatmamıştım oysaki..." Yavaş yavaş yürüyerek odadan çıktı ve merdivenlerin başında durdu.
"S/A, göğsüm feci acıyor..." diye inledi. Sonra da dengesini yitirip aşağı yuvarlandı ve yere yığıldı.
"AKİM!" diyerek peşinden indin. Sesin bir endişe çığlığından çok sevinç çığlığı gibi çıkmıştı. Ama yüzüne endişeli bir ifade vardı.
Akim'in göğsü hızla inip kalkıyordu. Nefes almak için çırpınıyormuş gibiydi. Sana yalvarırmışçasına baktı.
"Niko... Nikolay..." dedi. "...onu çağır..."
Elini ona uzattın ve yüzünü avuçladın.
"Çağıramam." dedin. "Çok üzgünüm."
"Lütfen..." dedi. Gözünden bir damla yaş süzüldü. "Ölmek... Ölmek istemiyorum..." Gözyaşını sildin. Ona doğru eğilip fısıldadın.
"Eğer öteki tarafta karşılaşırsan, aileme ve bebeğime onları çok sevdiğimi söyle."
Akim çırpınmayı bıraktı, sadece kesik kesik nefes alıyordu. En sonunda nefes almayı da bıraktı. Son nefesi yüzüne vurduğunda küçük bir üzüntü hissettin içten içe. Mavi gözleri açık gitmişti.
Biraz daha yanı başında bekledin, elini yüzünden çekmedin. Sonra elini göğsüne getirdin ve kalbinin üstüne koydun. Kalbi atmıyordu. Elini üzerinden çektin ve ayağa kalktın.
Normal birinin yapması gerekeni yaptın ve olayın şokundan yeni çıkmış gibi çığlık atmaya başladın.
"İMDAT! BİRİ YARDIM ETSİN! AKİM LÜTFEN UYAN!"
Evin kapısına yöneldin ve bağırmaya devam ettin.
"BİRİ YARDIM ETSİN! DOKTOR YOK MU!? YARDIM EDİN NE OLUR!"
Komşuların teker teker kapıya çıkmaya ve camdan bakmaya başladılar. Sen de boğazının acıması sonucu sulanan gözlerini silmeye çalışıyordun. O sırada Ostvana'nın evinin kapısı açıldı ve Nikolay'la Ostvana dışarı çıktılar.
Onları içeri aldın ve hıçkırmamak için nefesini tuttun. Nikolay hemen Akim'in yanına koştu. Onu biraz sarstı, nabzını yokladı. Sonra da kalp masajı yapmaya başladı. Ostvana hemen seni koltuğa oturttu ve gözlerini sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rͪͥus ̷̓Ça̕r̰l͙͔̙̞̱͞ığ̴ıͥ͌ͣ̿̉ x ̶̸̢Reade͒̇̿ͭr̛͡
FanfictionPetersburg'da yaşarken Moskova'da soylu bir ailenin varisiyle evlendiğinde hayatının düzeleceğini sanmıştın. Ama 6 yıl sonrasında istediğin tek şey kocanı öldürüp mal varlığına konmak ve peşine takılan siyah saçlı adamla başa çıkmaktı. 👑 Hikaye 189...