~8~

314 36 423
                                    

Yaklaşık 2 saat dışarıyı izledikten sonra kar yağışı fırtınamsı bir hâl aldı. Ardından evin iyice soğuduğunu fark ettin ve şömineyi yakmak için odadan çıktın.

Aşağı indin ve merdiven altındaki dolabı açtın. Hiç odun ya da kömür kalmamıştı. Kalanlar yalnızca tek tük çıralardı.

"Anlaşıldı, bu soğukta dışarı gitmem gerek." dedin ve yukarı geri çıktın.

Üstündeki çıkarıp yine korseni ve sade, zarif bir elbise giydin. Seni sıcak tutması için hem pelerinini hem de kalın bir palto giydin. Ama atkın yoktu.

"Atkı takmazsam ölmem sanırım." dedin ve sadece eldiven giydin. Bereni de takmayı unutmadın. Çekmeceden biraz para aldın ve aşağı inip evden çıktın.

Botların biraz uzun topuklu sayılırdı ama kar seviyesi ayak bileğini geçmişti.

"S/A! Bu soğukta ne işin var dışarıda!?" diye seslendi Ostvana. Kar öyle bir yağıyordu ki onu anca görmüştün.

"Ana caddeden odun alacağım."

"Şimdi Niko'yu yollayacaktım ben de. Bırak Niko sana da alsın."

"Olmaz öyle şey-"

"Olur olur. Hadi bize gel sen, akşam yemeğini de beraber yiyelim!"

Havaya şöyle bir baktın. Çok kötü yağıyordu, büyük ihtimalle yine yolda ayağın takılıp düşerdin ve donarak ölürdün.

Akim'i öldürmeden ölmek gibi bir niyetin olmadığın için Ostvana'nın teklifini kabul ettin. Kayıp düşmemek için yoğun kar tabakasının içinde zorlanarak yürüdün ve onların evine ulaştın.

Onların evinde şömine yanıyordu ve ev sıcacıktı.

Paltonu ve pelerinini çıkarıp askıya astın. Bereni ve eldivenlerini de çıkardın. O sırada Nikolay da aşağı indi.

"Kaç kilo alacağım odunu?" dedi atkısını bağlamaya çalışırken.

"Evde biraz var, idare ederiz. 5 kilo alsan yeter." dedi Ostvana. "Sen ne kadarlık istiyorsun S/A?"

"10 kilo al, Nikolay Markoviç." dedin ve parayı Nikolay'a uzattın. Ama Nikolay parayı görmemiş gibi yaptı ve evden çıktı.

"E ama parayı veremedim?" dedin. Ostvana güldü.

"Bilerek almadı. Alsaydı da onun o sarı saçlarını tek tek yolardım."

"Adamın üstüne o kadar gitme ya Ostvana." dedin ve onunla beraber güldün. "Ha bu arada, sizi rüyamda gördüm." dedin gülüşün biraz solarken.

"Nasıl gördün?"

"Anılarım girdi rüyama, üç yıl önceki olaylar yani..."

Ostvana anladı ve o da gülmeyi kesti. Gelip sana sarıldı, sen de ona.

"...aman! Biz niye canımızı sıkıyoruz ki? Hadi gel, beraber yemek yapalım!" dedi bir süre sonra. Ve seni çekiştirerek mutfağına götürdü.

Beraber güzelce akşam yemeği hazırladınız. Bir yandan da gülüşüp eğleniyordunuz. En sonunda aşağıdan kapı açılma sesi geldi.

"Niko? Sen misin?" diye seslendi Ostvana mutfak kapısının ağzından. 'Evet' cevabını alınca da gerçekten onun geldiğine emin oldu.

"Hadi bunları yemek odasına taşıyalım." dedi ve tabakları ve çorba tenceresini alıp mutfaktan çıktı. Sen de kaşıkları-çatalları ve yemek tenceresini alıp peşinden çıktın.

Rͪͥus ̷̓Ça̕r̰l͙͔̙̞̱͞ığ̴ıͥ͌ͣ̿̉ x ̶̸̢Reade͒̇̿ͭr̛͡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin