14.Bölüm

5.2K 174 23
                                    


Selam güzel okurlarım.

Bu bölümü yazarken içimde burukluğun bıraktığı ufak kırıntılar ile yazıyorum. Sebebini belki tahminleriniz ile anlarsınız yorum ve oy sayıları olduğunu ancak bunu her defasında dile getirmekten yoruldum.

Bugü benim doğum günüm bu yüzden
Sizden dileğim satır aralarına oldukça yorum yapmanız, bu durum beni bürünmüş olduğum hüzünden kurtarıp, fazlası ile mutlu eder.

Sizi çok seviyorumm, keyifli okumalar dilerim'♡

🎭

Tuğkan - Aşkın Kanunu
Demo - Ah Canım Sevgilim

Aşkın kanunu yok ama cezası çok ağırdır.

Ahu Deniz'

Bedenin hareket ediyor,nefes alıyor ve bazı fonksiyonları gösteriyorsun diye yaşıyor sanıyorlar seni. Oldukça traji komik kaçıyor sana, düşüncelerine, belkide yaşam belirtisi göstermenin çabasını veren ruhuna bile.

Nereden anlayabilirlerdi ki; azaptan kurtulup cennet havası solumak istediğini ruhun.

Yaşamımı sürdürmek için çabaladığım bu dünyada, benim bir hayatım yoktu zira olamazdı da.Bir insana nefes almak bile güç geliyor, ama dayanıp direnmesi gerekiyorsa, muhtamelen o kişi ruhunu gezginliğe damgalamıştır.

Varsın ama yok gibi.

Ne karmaşık öyle değil mi?

Birbirini seven, sevdiğini sanan, aldatılan, anne baba hasreti çeken, ölümler, doğumlar, kaybedilen duyguların eşliğinde körelen hisler ve niceleri aynı zaman, aynı dakikada oluyor fakat sen sana verilen yüklerin derdinde, kendi savaşını veriyorsun.

Boş hissediyordum. Hislerime kesinlik getirdiğim duygu boş bir hiçlikten ibaretti.

Odamda on ila yirmi dakikaya takabul edecek bir miktarda dolabımın kapakları ardına kadar açık davet için elbise seçiyordum, yani seçmeye çalışıyordum demek daha cazip olurdu.

Göz kapaklarım örtüldüğü heranda Boran ve sebebi olduğu yaşanmışlıklar canlanıyordu.
Mantıklı düşünmemi engelleyen onun bende bıraktığı izlerdi.

Bazen kaburgamın arasına bahşedilen zayıflığın kaynağı kalbimden onun beni sevdiği düşüncesi peydah olmuyor değildi.
Sonra beynimden geçen sözler, takındığı tavırlar ya bende şevkati aşk sanıyorsam, düşüncesi nüksediyordu.

İnkansız diyordu ya beynim.
Hangisinin sesine kulak vermem gerektiğine cevap bulamıyordum bile.

"Hocam? Eğer davet için giyeceğiniz elbiseyi seçtiyseniz artık süslensek mi diyorum?!"

Ellerim dolap kapağını tutmayı bırakıp askılıkta davet için uygun gördüğüm elbiseye uzanarak yerinden çıkarıp aldım.

Ardımda gizli isyanını ufaktan duyurmaya çalışan kişi bana eşlik ederek eğitim gören hemşire Emine idi.

Yaşamayı seviyordu.Bana bahşedilen enerji sanki Emine'ye aktarılmış gibi bir şeydi.Şen şakrak bir kızdı, gülmek mutlu olmak onun tabiatinda vardı sanki.Bazen kendisini tutamayıp ciddi ortamlarda bile yoğun havayı bozan kişi olmayı başarabiliyordu.
Bu bakımdan onun bu hali benim hakim olduğum atmosferi yıkıp bir anlığına mutluluğu tatmamı sağlıyordu.

FALEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin