Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
kan, şiddet içerir!rahatsız olacaklara şimdiden haber olsun. giften anlaşılacağı üzere başka şeyler de olabilir,, olmayadabilir,,,
tekrarlıyorum: jungkook'un bilinen adı jung.
medya gözükmeyebilir ancak bölüm şarkısı dimple, dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorum. keyifli okumalar diliyorum,, yorumlarınızı bekliyorum 💛
*
Günün sonunda iyilerin kazandığı söylenilirdi.
Ve Daesuk, her geçen gün içinde olduğu savaştan habersiz, her gece galip olarak ayrılırken, bilmeden zaferinin tadını çıkarıyordu. Peki iyi miydi? Ya da ben kötü müydüm?
Yine o günlerden birinde olmamak için çabalayacaktım. Gerçek rakibinin ben olduğunu öğrenmeden önce tekrar her şeyi gözden geçirmem, olasılıkları düşünmem, vurucu noktaları hesaplamam, zayıf noktalarını bilmem gerekliydi.
Ve onun da zayıf noktası bendim. O noktayı yok etmem gerekirse kendimi mi ortadan kaldıracaktım? Ya da işinin ben ile olduğunu öğrenince yine kendimi ortaya atacaktım, çünkü benimleydi.
Daesuk, yeraltı işlerine bulaşmazdı, ağzından pek duymazdım, yeryüzündeki mafyalığını cemiyeti ile oynardı, ama yine de düşmanları çoktu, çünkü fazla canı yakmıştı. Bu rütbeye gelene kadar sürüce suç işlemiş, bazen zevk, bazen donukluk ile yapmıştı.
Muhtemelen düşman sayısı ekibin düşmanlarından daha azdı, demiştim; yeraltına karışmazdı, işte bu yüzden ortaya çıktığımda benim için büyük bir darbe bekliyordu, çünkü kendini en tehlikeli yerden soyutlamış bir şekilde güçlüydü. Yeraltının onların olduğunu söyleyen Jungkook, her saniye başka bir ülkede, başka bir şekilde aranan ekibi ile onu düşürebilecek miydi emin değildim.
Yıllardır ekibi yanımda istiyordum, evet, ama hiçbir tehlikeye atılmayacak kadar canım annem için değerliydi. Şimdi elime geçen güç ile değerimi oluşturan kişiyi buradan uzaklaştıracaktım. Ekibe girmemin, onları yıllardır takip etmemin, araştırmamın, kaçırılmama izin vermenin asıl sebebi buydu.
Daesuk'un önüne adımlarken de, iki adam arkamdan ayrılıp başka yönlere giderken de, bu düşüncelerim içinde kendimi daha güçlü hissettim. Muhtemelen en önemli işi şu an yapacaktım. Daesuk'un kanını almam gerekliydi, bardak kırarak yapmayı düşünüyordum ancak bu kadar basit bir şey yapamazdım.
Ona göstermek istediğim bıçağı verirken elini kesecektim. Belki Jungkook'un bana verdiği hançer ile kanını almak iyi olurdu ancak kirli kanın o hançerden akmasını istemiyordum. Kalbimin sesi buydu.
