chapter 5: desire for revenge and masks

615 79 182
                                    

okunma iyi ancak oy ve yorumlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim :( beni şevklendiren şeyler arasında ikisi var sadece, ikisini de yapın ki çabucak bölüm gelsin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

okunma iyi ancak oy ve yorumlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim :( beni şevklendiren şeyler arasında ikisi var sadece, ikisini de yapın ki çabucak bölüm gelsin.

İyi okumalar!

————♡————

Gözlerime şapkayı çekerek, oturduğum koltukta daha da aşağı kaydım. Elimdeki gazetede gözlerimi gezdirmiş gibi yaparak yan gözle etrafı süzüyordum.

"Herkes hazır mı?" Jungkook'un sesi kulaklarıma dolunca, "Evet," dedim.

İsmiyle zihnimde ya da dıştan hitap etmek garip geliyordu, Jung diye alışmıştım ama Jungkook da daha çok havalıdan öte baskın bir isimdi, bu onu daha da sert veya soğuk gösteriyordu.

Aslında bu sabah ilk kez kullanmıştım ismini, silahların nerede olduğunu sormak için. Uyandığımda yataktan kalkıyor bulmuştum onu, yattığı yere bakınca da aramızda pek bir mesafe olmadığını görmüştüm. Ben de onun gibi sessizce kalkıp banyoda işlerimi hallettim, üstümü değiştirdim -şu ankiler- gri bir ceket, altına siyah bir tişört ve siyah dar pantolon giymiştim.

Hançerlerimin içinde bulunduğu bağcıkları yarım yamalak bağlı postallarımı da giyip direkt odadan çıkmıştım. Dün gece çıkarmadığım için kolyem, sonradan taktığım Hoseok'un verdiği yüzük, saat ile tamdım. Her saniye takmamı söylüyorlardı, dedikleri gibi yapmıştım. En sonda da Jungkook'un bana verdiği ucu demirli şapkayı kafama geçirmiştim.

Şu anda ise dudaklarımı yalayarak çilekli balmın tadını aldım. Elimdeki fincandan kahve yudumlayarak gazete üstünden cafe camlarından gözüken limana baktım. Gelecek olan geminin adını biliyorduk, yoksa tam da cafenin önüne yerleşecek değildi, oturduğum sandalyede uzaktan gelen gemiler gözüküyordu, görevim de buydu.

"Durum belirtin," dedi Namjoon. Sahilin olduğu sokağın bir arka sokağında oturduğu arabada önlem amaçlı duruyordu. Her an ona ihtiyaç olabilirdi.

"Adı belli yükü göremiyorum," dedim. Pek anlaşılır kelimeler kullanmam iyi değildi kalabalık ortamda.

"Burada da bir hareketlenme yok." Taehyung'u da mecbur Daesuk'un adamlarıyla buluşacak adam yapmıştık. İki sanmıştık ama üç tane çıkmıştı Namjoon ile depolarına gittiğimizde.

Daesuk önceden adam sayısını biliyorken bir eksik görmek plan açısından iyi olmazdı.

"Bir dakika, kameraları hacklemem gerek." Tuş sesleri ardından Yoongi'nin mırıltı halinde çıkan sesleri duyuldu.
"Daesuk önceden kameraları kapattırmış, açarsam fark edilir."

"Hazırlıklı olmalıyız, yap şunu Yoongi," dedi Seokjin. O da Hoseok ile Taehyung'un yanında limanın önündelerdi. Ellerindeki çantada Yoongi'nin gerçeğinden neredeyse hiçbir farkı olmayan paralar bulunuyordu.

my name Where stories live. Discover now