-2-

19 1 0
                                    


- 5 ay önce-
Ölmüştüm. Resmen ölmüş ve cenazemin kaldırılmasını bekliyordum. Hayatım sanki onunla bir nebze olsa anlam kazanmış , o gidince de anlam yüklediğim tüm umutlarım enkaz altında kalmıştı.

Çocukken mutluluktan sallandığım ipte, artık cehenneme gitmek için sallanmak istiyordum. Saate baktım akşam 9'a geliyordu. Bedenim bu odadaydı ama ruhumun üstünde ölüm çiçekleri açmaya başlamıştı bile.

Lilith yanıma gelip sırnaşmaya başlamıştı. Karnı acıkmıştı, yavaşça kalkıp mama kabına bir miktar mama koydum. Simsiyah tüyleri,güneş gibi gözleri vardı. Birçok insanın dostluğundan daha sağlamdı sevgisi. O yemeğini yerken bende kendi kendime konuşmaya başlamıştım"Ben ne yaptım ki? Güvenmek mi suç? Yoksa inanmak mı? Biliyor musun lilith, ilk defa inanmıştım. Birinin o küçük kalple beni koca dünyaya kafa tutturabileceğine inanmıştım." Diye mırıldandım.

İntikam sıcak mı soğuk mu yenir bilinmezdi ama Lilith bile intikam için Havva'ya yasak elmayı yedirmiş,onu cennetten kovdurmuştu.  Elbet o gün gelir bende intikamımı alırdım. Sonuçta onun İçin çabalıyordum.

Düşünüyorum da Lilith kötü olmak, cennetten kovulmak istemezdi. Neden istesin ki? Eşitlik olsa, aynı şekilde yaratılmasına rağmen üstünlük taslanmasa, dünya bu kadar pis bir yer olmazdı. Her şeyin bir başı vardı. Kimse durduk yere sonu istemezdi.En başında sağlam tutmadığın dümeni, son anda çevirsen de buz dağına çarpman kaçınılmaz olurdu ki öylede olmuştu.

4 aydır işe gitmiyordum.Kulübün yakınından bile geçmemiştim. Ufuk kesin sinirlenmişti ama eyleme sorduğumda 'senin hakkında hiç konuşulmuyor. Özellikle muhabbetini açmıyor'demişti. Belkide artık bir işim bile yoktu. Yarın gidip görecektim. Eylem iki üç defa uğramış, bir ihtiyacım var mı diye kontrol etmişti, ama kimseyi kaldıracak gücüm yoktu. Ruhum zaten fazla ağırlık yapıyordu.

Kulaklığımı takıp Şebnem Ferahtan- Geçmişe Yolculuk şarkısını açtım. Uyuyamıyordum ama Şebnem ruhuma uyku ilacılı olurdu .O siyah elbiseyle o koridor hiç bitmiyordu. Dinledikçe mayıştım, mayıştıkça avundum.Yarın aylar sonra ilk iş günümdü. Tarif edemediğim garip bir his vardı. Son olarak uykuya dalmadan önce Şebnemin eşsiz sözleri döküldü dudaklarımdan 'ben böyle değildim ne zaman kayboldum. Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum...'
                                       🏹
Altımda kot şort,üzerimde beyaz kapuşonlu ince ceket vardı. Arabama doğru ilerliyordum. İyi kazanıyordum. Güzel bir evim,güzel bir arabam vardı ama yüzümde mutlulukla gelen bir küçük gülücük yoktu işte. Her şeyi parayla satın alamıyordu insan. Deli gibi mutlu olsam,bir kulübede yaşasam gıkım çıkmazdı.

Bilmem kaç dakika geçmişti ama yol bitmiyordu,çünkü eve bayağı uzaktı mekan. Hafif müzik eşliğinde her zamanki gibi olanları düşünüyordum. Sadisttim sanırım,kendime düşünceyle zarar vermek hoşuma gidiyordu. İsteyerek düşünmezdim  aslında bütün şeyleri geliverirdi birden  aklıma. Keşke gelmeseydi,keşke ben o yüzü hiç tanımasaydım,o kapıdan hiç girmeseydim...

Arkadan duyulan korna sesiyle gerçek dünyaya dalış yapmıştım. Sola dönünce tüm ihtişamsızlığıyla kulüp gözlerimin önündeydi. Hayatımda elime geçen ilk anahtar bu kapınınki oldu.
Olmasaydı belki şu an yaşıyor olabiliridim. Bilemezdim ki böyle olacağını,işlerin sarpa saracağını.

Köşede bir yere park edip indim araçtan.Kapıyı itip kendimi içeri attım, ortalık sessizdi. Ağır ağır soyunma odasına gitmeye başladım. Yaklaştıkça Seda'nın cızırtılı sesi geliyordu keşke gelmeseydi. Soyunma odasının girişine dikilmiş,gözünü de bana dikmiş bakıyordu."Kız sen burda mı çalışıyordun? Ne oldu,hangi rüzgar attı seni buralara prenses hanım?"diye her zamanki boş muhabbetini yaptı." Aynen burda çalışıyorum Sedacığım. Yokluğumda para kazanabilmişsin herhalde. Baksana çenen açılmış. Çünkü ben varken esamen okunmaz senin iyi bilirim" diye bir çırpıda konuştum." Bak kızım Ufuk'a güvenme bir koynuna yatmama bakar. Benle adam akıllı konuş"diyerek bana göz dağı vermeye kalktı hanımefendi. "Zaten Ufuk seni başka türlü dinlemez,anca kıçını vererek susturursun." diye susması gerektiğini,karşısındakinin Defne Suay olduğunu ona hatırlattım.
O başka amaçlar için kullandığı koca ağzı, daha da bir kocaman olmuş aval aval bana bakıyordu.

ÜÇ ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin