-9-

5 0 0
                                    

Yumuşacık toprağın üzerinde yürüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yumuşacık toprağın üzerinde yürüyordum. Saatlerce yağmur yağmış da hamur kıvamını almış gibiydi. Ayaklarıma baktığımda çamur kalıntısı görememiştim ama çok yumuşaktı. Biraz daha ilerledikçe,yüzümün ıslandığını fark etmiştim. Gökyüzüne baktım ,tek bir kara bulut bile yoktu.
İlerledikçe ıslaklık artıyor gibiydi. Sonunda elimi kaldırıp yüzüme götürmeye başladığım sıra; gürültülü havlama sesiyle olduğum şekilde donup kalmıştım.

Evet yumuşaklığın nedeni yatak,ıslaklığın nedeni yüzümün yalanması ve donukluğumun nedenide tepemde kocaman bir köpeğin dikilmesiydi. Şey,köpeklerden delicesine korktuğumu size hiç söylemiş miydim? Sanırım bunu biraz sonra yapacağım büyük bir çığlık sayesinde anlamanız mümkün olacaktı.

Olabildiğince yüksek sesle feryat kopardıktan sonra karanlığın ışığını görmüştüm. Sanırım korkudan uyandığım gibi geri uyuyacaktım ama tek farkla bayılarak...
                                    🧚🏼‍♀️
"Sana inanamıyorum ağbi niye buraya getirdin ki. Hadi getirdin bağlasana koca köpeği." Kulağıma çarpan bu erkek sesini çıkarmaya çalışıyordum ama hiç tanıdık gelmiyordu. Sonunda tanıdık olan sesi işitmeye başlamıştım. "Ne biliyim oğlum,Şerefsiz biz aşağıda konuşurken yukarı çıkmış." Sanırım baş ucumda konsey toplanmış ve tepemde dikilip beni korkudan öldüren köpek hakkında konuşuyorlardı.

Yavaş yavaş gözlerimi aralamaya başlamıştım ki,yine hiç duymadığım bir kız sesi kulağıma ilişti. "Bakın gözlerini açıyor.Serumun size iyi geleceğini söylemiştim." Duyduğum şeyle olanları sorgulamaya başlamıştım. Bayıldığım yetmezmiş gibi bir de serum yemiştim. Acaba bir gün daha ne kadar boktan başlayabilirdi.

Sonunda gözlerimi açtığımda 3 kişinin bana bön bön baktığını gördüm. Biri zaten hiç tanımak istemediğim bir yüzdü,diğerlerini ise ilk defa görüyordum.
Ellerimi yatağa koyup yukarı doğru kendimi ittirdim,sırtımı büyük yatak başlığına dayadım. Karşımda tanımadığım iki insana bakıyordum. Biri uzun boylarda,esmer,hafif göbekli bir erkekti. Diğeri ise;kısa boylarda,esmer bir kadındı. Parmaklarında yüzük görüyordum büyük ihtimal evlilerdi.

Kadın yavaşça yatağa doğru gelip seruma göz ucuyla baktı. Sonra yanıma oturup konuşmaya başladı:" Geçmiş olsun,nasıl hissediyorsun?" Diye bir soru yöneltmişti. Sahi ben nasıl hissediyordum. Son olanlar kırık bünyemi biraz daha parçalamıştı ama nefes alacak kadar gücüm vardı.

"İyiyim teşekkürler. Rica etsem şunu kolumdan çıkarır mısınız?" Diyerek kolumu kaldırıp kadına doğru uzatmıştım. "Bence bitmesini beklemelisin ki çabucak toparlayasın. Zaten yarım saate kalmaz biter." "Sağ olun ama işlerim var.Siz çıkarmıyorsanız ben çıkarırım." Demiştim ki Volkan beyin sesini duydum. "Çocuk gibi şımarma. Kimse senin nazını çekmek zorunda değil. Yarım saat daha kıçının üstünde otur." Diyerek pencere kenarını gitmişti.

Bana yaşattığı saçma olaylar yetmiyor gibi bir de azarlıyordu. "Kimseden yardım istemedim. Senin gibi şerefsiz hayatıma girmeseydi bu değerli arkadaşların benim nazımla uğraşmazdı." Hızlıca bana doğru döndü ve adeta bir çita gibi yanıma koştu. Yatağa bir dizini koymuş ve ellerini iki yanıma açmıştı. Avuçlarıyla elinin altındaki çarşafı eziyordu ve gözlerimin içine baktı. Sinir hastası olduğu konusunda artık bilinçlenmiştim.Kendini arkaya çekip odadan olabildiğince hızlı bir şekilde uzaklaşıp gitmişti.

ÜÇ ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin