-6-

8 1 0
                                    

İçimde bir kişi daha yatıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçimde bir kişi daha yatıyordu.Benim bu dünyada hayatta kalmamı sağlayan en temel şeydi. O şeytanın ta kendisiydi. Ben çoktan beş karış beze sarılı toprağın dibinde yatıyor olabildirdim, ama içimdeki şeytan her zaman bana bir yolunu buldurdu,yaşamamı sağladı.

Bu yaptığı iyilik değildi, tam aksine bana hiçbir zaman iyilik yapmamıştı. Hayat denilen bu kumar masasında,kaybettikçe bana yeni kartlar verdi,yeni oyunlar öğretti. İnatla beni öldürmedi. 'Yaşa Defne,param parça ol ama yaşa'  kulağıma sadece bunları fısıldadı. Herkesin içinde sinsi bir uykuya yatmıştı,zamanı gelince de gözlerini açıp bize ninniler söylüyordu. Sadece duymak isteyen duyuyor onunla delicesine dans ediyordu. Ben hep duydum,her sese sağır olsamda içimdeki şeytana asla sağır olmadım...

Yataktan doğrulmuş olan biteni tartmaya çabalıyordum. Tam anlamıyla çabalamaktı. Anlamaya çalışsamda olmuyor gibiydi. Evime benden habersiz biri girmiş,bu da yetmezmiş gibi o siktiğimin anahtarını alıp gitmişti. Anahtarın bende var olduğunu bilen biriydi; çünkü ne kasam zorlanmış, ne de evden herhangi bir eşya çalınmıştı. Eliyle koymuş gibi bulmuştu.

İçeri gitmem ve bir an önce o kemeralara bakıp, aptal herifle tüm muhabbetimi kesmem gerekiyordu. Beni ölümle tehdit ediyordu ama bilmiyordu ki ben ölmekten asla korkmuyordum.Bir anda ayaklanıp içeriye doğru yürüdüm ve gördüm koyu kahveleri. Volkan bana baktı ben ona. Sonunda öğrenmiştim bay avcının ismini. Kendine çok yakışır bir ismi vardı.Benim gibi buz kütlesini ancak bir Volkan yakabilirdi ya da yıkabilirdi.

Gözlerini benden çekti içkisini içmeye devam etti. Bir suçlu arıyorsa bu ben değildim. Evet,merak belki beni bu duruma sokmuştu ama ilk defa bu olayda suçlu değildim. Sakince yanına gidip koltuğun bir ucuna da ben oturdum. Nefesimi ve sesimin tonunu ayarlayıp konuşmaya başladım. "Merak etmekte hayal kurmak gibidir ikisininde sonu yok. Merak edip o salak anahtarı almasam,bu olaylar ne senin canını,ne de benim canımı sıkardı."

Sadece bana döndü bu sefer konuşma sırası ondaydı. "İlk defa doğru bir şey söyledin." Demişti. İçkisini kafasına dikip tekrar konuşmasına devam etti. Alaycı bir edayla konuşuyordu"Demek hayal kurmaktan da asla vazgeçmiyorsun. Çok yazık.Hayal kuran insanlar gerçeği asla görmezler."Dediği şeyi bir kaç saniye düşünmüştüm. Evet çok yazıktı. Hayal kurmaktan asla vazgeçmedim. Ama kimse bana ne hayal kurduğumu da sormadı. Hep,annemin isteğini gerçekleştirmeyi,o büyük intikam hırsımın son bulmasını ve ölümün beni kollarına almasını diledim.

Aklımdaki düşünceler bittiğinde bende içkimi kafama dikip konuşmuştum "Gerçekleri görmek fazla acı verdiğinden aklımın kurduğu dünyaya sığınıyorum." Sadece bu kelimeler dökülmüştü ağzımdan. "Acı insanı güçlendirir." Diyip sigara yakmıştı. Bana bakmaktan tiksinir gibiydi sadece o duvara bakıyordu. Birden ayağa kalktığında, koltuğun yan kısmı havalanmıştı."Kalk artık,kameralara bakalım.Zamanımı çalıyorsun ve ben çalınan her şey için hesap sorarım."

ÜÇ ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin