Yedi - "Balo ve Dans"

462 22 234
                                    

Üç Süpürge dükkanı olması gerektiğinden daha doluydu çünkü o gün Hogwarts öğrencilerinin Hogsmeade izni vardı. Lily, Marlene'in ısrarlarıyla Çapulcular'ın masasına oturmuştu ve James bu yüzden mutluluktan uçmak üzereydi.

Tam sohbet güzel devam ediyordi ki Emily Brown masaya lavaboya giden Remus'un James'in yanındaki yerine geçti. Sarı saçları omuzlarına dökülen genç kız o gün yeşil giymişti ama hala tırnaklarında cırtlak pembe oje vardı.

Masadakileri tamamen yok sayan genç kız sadece James'le konuşuyor, James de nezaketen ona cevap veriyor ama sürekli yardım için Sirius'a bakınıyordu. Ama Sirius'un başka dertleri vardı. "Kimse benim oturduğum masada beni yok sayamaz! İzin vermem!"

Sirius tam Emily'e bir şey söyleyecekti Marlene onu dürtünce alev alev bakışlarla James ve Emily'e bakan Lily çekti dikkatini.

"Bu kıza ne yedirmişler içirmişler de bu kadar güzel olmuş ya," Marlene derin bir iç çekti ve çaktırmadan Lily'e baktı.

"Abartıyorsun," Lily ona gözlerini devirdi. Marlene yeni bir taktik denemeye karar verdi. "Biliyor musun Lils, James küçükken sarışınlardan hoşlanıyordu."

"Sarışınlar mı?" Marlene sonunda Lily'nin dikkatini çekebildiğine sevindi. "Evet sarışınlar. Biz 5 yaşlarındayken falan bir komşumuz vardı. Sapsarı saçları vardı kızın. James onun peşinden koşturup duruyordu."

(Marlene ve James'i komşu yaptım shshjss)

Lily ellerini gergince saçlarından geçirdi. "Sarışınlar diyorsun..."

Sirius kıkırdadı, "Öyle söyleme Marls. Yoksa Evans acımayacak saçlarını sarıya boyayacak." Lily'nin gözleri kocaman açıldı. "Ne alakası var ya?"

"Eminim ki şuan James sana yarın Slughorn'un balo şeysine beraber gidelim desin diye içten içe tanrıya yalvarıyorsundur," Lily'nin zümrüt yeşili gözleri kısıldı. Sirius yapmaması gereken bir şey yapmış ve Lily'nin sinirleriyle oynamıştı. Lily arkasına döndü ve ilk gördüğü kişiye, Ravenclaw Quidditch Takım Kaptanı Tobias Harbey'e gülümsedi.

"Selam Tobias. Slughorn'un balosuna benimle gelir misin?" James ve Emily'nin arasındaki toxic sohbet anında kesildi. Emily onunla konuşmaya çalışsa da James onu görmüyor gibiydi. Sadece ve sadece çatık kaşlarla Harbey'in vereceği cevabı bekliyordu.

Tobias'ın yüzü ışıldadı. "Tabii ki gelirim Lily. Saat sekizde seni Gryffindor Ortak Salonunun önünden alayım mı?"

Lily ona sadece kafasını salladı ve şaşkın şaşkın bana Sirius'a döndü. "Bir şey mi dedin Black?"

James'in kaşları hiç olmadığı kadar çatıldı. Lily onu yeni farketmiş gibi görünüyordu. Gryfindor Quidditch Takımı kaptanını hiç bu kadar sinirli görmemişti. "Emily, sende baloya benimle gelir misin?"

James soruyu Lily'e bakarak sormuş olsa da Emily Noel erken gelmiş gibi sevindi. Yere bakındı ve ellerini saçlarından geçirdi. Utangaç numarası yaptığı çok belliydi. "Tabii, neden olmasın?"

Peter elleri ile gözlerini kapattı, "Ben bunu izlemeye daha fazla dayanamayacağım," Çapulcu, sözünü biter bitmez oturduğu sandalyede kendini geriye doğru itti ve sandalyeden düştü. Açıkçası kimse bunu beklemiyordu.

Marlene yerdeki Peter'ı kaldırmaya çalışırken Remus lavabodan geldi ve sandalyesine oturulmuş olduğunu gördü. Sonra da gergin havayı farketti. Lily düşünceli düşünceli oturuyordu. Sandalyesine oturmuş olan Emily sürekli bir şeylerden bahsediyor, James onu mutsuz bir şekilde dinliyordu. Peter yerde yatıyordu ve Marlene hem onu kaldırmaya çalışıyor hem de yanından geçenler ezmesin diye onları kışkışlıyordu ama belli ki Peter yerini sevmişti ve kalkmaya niyeti yoktu.

Jily | She Never Loved MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin