On Üç - "Grace Wilkins'in Cesedi ve Lily'nin Kaçırılması"

327 20 99
                                    

Çapulcular yeni bir şakadan sonra kahkahalar atarak Gryfindor Ortak Salonuna girdiler. Lucius Malfoy'un saçlarını pembe yapmışlardı ve yüz ifadesi kesinlikle görmeye değerdi.

"Muhteşem oldu! Çatalak bu harika bir fikirdi!" Sirius gülerek James'in sırtına vurdu. Genelde parlak fikirler Remus'tan çıkardı ama James şu sıralar grupta daha etkin bir rol oynuyordu.

Çatalak kendi içinde büyük bir boşlukla savaşıyordu. Yıllarca Lily'nin peşinden koştuktan sonra bir anda ona dair her şeyi bırakmak, James'in çok büyük belki de en önemli parçasını ondan alıp gitmiş gibiydi.

Önceden James her yaptığı şakada Lily ne düşünür diye merak ederdi. Ancak artık böyle bir derdi yoktu. Doğruyu söylemek gerekirse şakayı yapmadan önce bir anlığına düşünmüştü ama sonrasında artık hayatında Lily diye biri olmadığı aklına gelmişti.

En azından bir özür beklemişti ama beklediği özür gelmeyince Lily'nin umrunda olmadığı gerçeğini yeniden acı bir şekilde hatırladı.

Arkadaşları karagöle gitme teklifinde buluşmuşlardı. James onlara gitmelerini ve 15 dakika içinde geleceğini söyleyip yatakhaneye giden merdivenleri çıkmaya başladı. Neden bilmiyordu ama şu sıralar sürekli 10-15 dakikalık yalnızlıklara ihtiyaç duyuyor ve sadece boş boş oturuyordu. Bunu hayatında devasa yer kaplayan birini, Lily'i, çıkarmanın verdiği boşluk hissi olduğunu düşündü.

James yatakhaneye çıktığında tüm düşüncelerini anında unuttu. Her yer, gerçek anlamda her yerdeydi. Sandıkları tamamen boşaltılmış; yatakları, yorganlarını çarşafları dağıtılmıştı. O an acaba 3. Dünya Savaşı onların yatakhanesinde yapıldı da onlara haber vermek kimsenin aklına gelmedi mi diye düşündü.

Hemen eksik bir eşyası var mı diye kontrol etmeye koyuldu. Pelerini yoktu...

***

Lily kafasını masaya birkaç defa vurdu. Odaklanamıyordu. Biçim Değiştirme ödevine asla istediği gibi odaklanamıyordu. Bunun sebebinin James'in tripli halleri olduğunun farkındaydı.

Lily ondan özür dilemek istemişti ama asla doğru anı yakalayamamıştı. Öte yandan James onsuz çok mutlu görünüyordu. Emily Brown sürekli etrafındaydı. Hatta Gryfindor-Ravenclaw ortak derslerinin birinde yan yana oturmuşlar ve tüm ders boyunca birbirlerine takılarak dersi dinleme zahmeti göstermişlerdi.

İşin ilginç yanı onları izleyip sessiz sinir krizleri geçirmekte olan Lily de dersi dinleyememişti.

Onu düşüncelerinden çıkaran şey ödev yaptığı kağıtta bir anda harfler belirmesi oldu.

"3. Kat Koridoruna Gel, Görmek İsteyeceğin Şeylere Sahibim"

Lily heyecanla duraksadı. James olabilir miydi? Bu ihtimali kafasından hemen çıkardı genç kız. James artık ona eskisi gibi aşık değildi.

Hemen parşömenin yazılı kısmını yırttı ve yatakhanesinden çıktı. Ortak salona geldiğinde James'in neredeyse çıkmakta olduğunu gördü. "James! Acaba bir yere kadar benimle gelebilir misin?"

Lily yolda onunla konuşma ve özür dileme fırsatı bulabileceğini düşündü. James ona döndü ve tek kaşını kaldırdı. "İşim var."

Çıkmak üzereyken Lily son kozunu kullandı. "Biri bana tuzak kuruyor olabilir."

İşte bu cümle James'in fikrini değiştirmiş gibiydi. Lily hemen yanına gidip parşömenden koparttığı parçayı onun eline tutuşturdu. "Ödev yaparken bir anda parşömende bu yazılar belirdi." James'in bir anlığına kaşları çatıldı. "Gidelim o zaman."

Yolculuk hiçte Lily'nin istediği gibi geçmedi. James çok hızlı yürüyor hatta koşuyordu. Lily ondan bir önce kurtulmak istiyor olabileceğini düşününce kalbinin kırıldığını hissetti.

Üçüncü kat koridoru karanlıktı ve ikisininde de Lumos büyüsü yapması gerekti.

Asalarının uçlarında ışıklar yanınca Lily çığlık attı. Yerde kanlar içinde bir beden vardı. Genç bir kızdı. Karnının üstünde bir sürü bıçak vardı. Bir kan havuzunun içinde yatıyordu. Yüzü bembeyazdı.

James hemen tehlike var mı diye etrafı kontrol etti. Lily'e olduğu yerde kalmasını işaret ederek bedene yaklaştı. Gözlerini kapattı ve bedenin nabzını bulmaya çalıştı. "Ölmüş."

Lily bir çığlık daha attı. "Bi... Birine haber vermemiz gerekiyor! James... James haber vermeliyiz!"

James tam ona sakin olmasını söyleyecekti ki karanlıkta bir çift el belirdi. Belki ki görünmelik pelerininin altında biriydi. Eller çığlık atmakta olan Lily'i de tutup pelerininin içine çekti. Lily gözden kaybolunca çığlığı da kesildi.

James, Lily tamamen kaybolmadan önce onu tuymaya çalışmıştı ama Lily artık görünürde yoktu.

James Potter, Grace Wilkins'in cesedi ile orada yalnız kaldı...

Birisi kaos mu dedi?

Finale yakınız dostlar...

Jily | She Never Loved MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin