Uyandığımda sabah olmuştu ve yataktaydık. Yanıma dönüp Baran'a baktığımda uyuduğunu gördüm. Yavaşça yanağına uzandım ve öptüm sonra diğer yanağını , alnını , çenesini öperken yavaşça gözlerini açtı. Uyumadığını biliyordum çünkü öptüğümde nefesini tutmuştu. Ben de salak değilim yani.
Gözlerime bakıp gülümsedi. Ben de gülümseyip "Günaydın." Dedim. Daha da çok gülümseyip "Günaydın." Dedi. Bir süre gülümseyerek birbirimize bakınca sanki elektrik çarpmış gibi durduk bir anda biz napıyoruz abi.
Ben üstünden kalkıp "Yemek yani kahvaltı." Deyip odanın çıkışına yürüdüğümde arkamdan güldüğünü duydum. Etkisine hemen kapılıyorum ya. O da çok tatlı olmasaymış ne yapayım.
Aşağı indiğimde tuvalette işlerimi halledip mutfağa girdim. Baran'ın giyinik olduğunu görünce "Nereye ?" Diye sordum. Şirkete gidemezdi çünkü çok spordu. "Kahvaltıya gideriz diye düşündüm." Dediğinde kafamı salladım. "Giyinip geliyorum." Dedim ve hemen odaya gittim.
Aslında kafamı şu sıralar meşgul eden başka bir şey vardı. Babam evlendikten sonraki gün şirkete gitmemize şaşırdığından beri bunu düşünüyordum. Balayı yapsak çok güzel olurdu.
İstiyordum ama bunu Baran'a nasıl söyleyebilirdim bilmiyorum belki istemeyecekti. Cidden ben babam için evliliği kabul ettim ama Baran kim için ne için kabul etmişti ya da ablası ne dedi ona.
Kafam dolu dolu saçıma şekil verdim. Ama giyinmeden şekil vermem saçma olduğu için ne yaptığımın farkına vardım ve ilk önce üzerime bir şeyler geçirip saçımı yaptım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Parfümü sıkıp cüzdanımı ve telefonumu da aldım. Aşağı inerken kafamda hala soru işaretleri vardı. Bu sahte evliliğe kendimi çok kaptırmıştım sanırım.
Baran gülümseyip kapıya yürüdü. Arabaya bindiğimizde sessizdim çünkü neden evlenmek istediğini bilmiyordum. Kendime ve bunun olmasına o kadar odaklanmıştım ki hiç aklıma bile gelmemişti bu. "Emir sana diyorum." Dediğinde ona döndüm.
"Efendim duymadım." Dediğimde kaşlarını çattı. "Ne yemek istersin nereye gidelim ?" Dediğinde ellerimi iki yana açıp alt dudağımı sarkıttım. "Götür bir yere işte." Dediğimde onaylar bir şekilde kafasını salladı.
Sessiz ve dalgın geçen yolculuktan sonra kahvaltıcıya gelmiştik. İçeri el ele girdiğimizde niye el ele tutuştuğumuzu bile sorguladım. Bu durum bir anda niye içime dert oldu bilmiyorum ama baştaki adamla evlendikten sonraki adamın alakası yok ve niye evlenmeyi kabul ettiğini bile bilmiyorum.
Gerçi o da benim neden evlenmek istediğimi bilmiyor olabilirdi ama şirketi kurtarmak için evlendiğim ortada benim yani mutlaka biliyordur. O niye benimle evlendi.
"Emir." Diye kolum dürtüldüğünde Baran'a döndüm. "Serpme senin için uygun mudur ?" Dediğinde kafamla onayladım. Garson gittikten sonra bana bakıp masanın üstündeki elimi tuttu. "Sorun ne giyinmeye gittiğinden beri dalgınsın." Deyip gözlerime baktı.
