14

7.5K 327 41
                                    


İçeri girdiğimizde kahvaltı hazırlamıştı. "Öncelikle kahvaltı ederiz sonra da bilet aldığın yerleri gezeriz olur mu ?" Dediğinde etrafa bakındım. "Bakarız." Deyip sandalyeye oturdum. İçten içe affettim ama biraz daha burnu sürtebilir.

Kahvaltıya başladığımızda Baran reçelli ekmek yapıp tabağıma koymuştu. Kendi tabağından çok benim tabağıma koyuyordu. Onun koyduğu hiçbir şeye dokunmazken kendi aldıklarımı yemiştim sadece.

Omuzlarını düşürünce içim gitmişti. Mutsuz mutsuz yemeğini yediğinde affetmek istiyordum. Hiç kıyamıyordum ona cidden ama o bana kıymıştı. O yüzden biraz daha üzülebilir sanırım. O üzülünce ben de üzülüyorum ama yapacak bir şey yok.

Yemek bittikten sonra Baran "Biraz açılıp gidelim daha vaktimiz var." Dediğinde kafamla onayladım. Gözlerime bakıp elimden tuttu. Beni yatın ucuna çıkarttı. Minderin üzerine oturduğunda ben de yanına oturdum.

"Her şey için özür dilerim. Gerçekten hak etmediğin şekilde davrandım. Sanki her şey benim etrafımda dönüyormuş gibi bağladım. Oysaki senin ne kadar zeki bir eş olduğunu unutmuşum." Deyip gözlerimin içine baktı.

"Dayanamıyorum sana dokunamamaya , sarılamamaya nolur affet beni eşim." Deyip kafasını eğdi. Yanaklarından tutup dudaklarına yapıştım. Anında öpücüğüme karşılık verdiğinde kucağına çıktım.

++

Ben kucağındayken ayağıya kalkıp içeride bir yerlere gitti. Hala öpüşürken sırtımın yumuşak bir şeye dayanmasıyla yatağa geldiğimizi anladım. Yavaş yavaş öpüşmemiz derinleşmeye başlamıştı.

Öpücükleri çeneme indiğinde kesik kesik nefesler alıyordum. Gömleğimi çıkarttığında dilini göğüsüme değdirdi. İnlediğimde hırladığını duydum. Dili göğüsümde oyalandıktan sonra aşağıya inmeye devam etti.

Belim yay gibi gerilmişti. "Ah Baran." Dediğimde "Söyle bebeğim." Dedi ama ben bir şey söylemek için seslenmemiştim. Adını söylemek istemiştim. Öpücükleri kasıklarımdayken daha çok gerildi belim.

Beni kalçamdan tutup ters çevirmesiyle derin bir nefes aldım. Dizlerimi yatağa dayadım o da kafamı sağ eliyle yastığa konumlandırmıştı. Parmaklarını ağzıma iterken onu zevkle kabul ettim. Parmaklarını emdiğimde geriye kafamı eğdim ve ona baktım.

Gözlerinin kaydığını gördüğümde parmağını hafifçe ısırdım. İnleyince doğru yolda olduğumu anladım. Hızla kendi üstündeki her şeyi çıkarttı. Sonra pantolonumu ve iç çamaşırımı da hırsla çıkarttı.

Parmaklarını deliğimde hissettiğimde kasıldım. Yavaş yavaş parmaklarını içime itti. Nerden bulduğunu bilmediğim kravatı ellerimi arkaya alıp ellerime bağladı. "Rahatsız olursan söyle." Dediğinde kafamla onayladım onu.

Kafam yastıkta ellerim arkadaydı. O parmaklarını içime gönderirken ben de ellerimle ona ulaşmaya çalışıyordum. Tuttuğum şeyle inlediğini duydum. Doğru şeyi tutmuştum demekki. Ellerimi ileri geri hareket ettirdiğimde derince bir nefes aldı.

"Hadi artık." Dediğimde onu deliğime konumlandırdım. "Sabırsız bebeğim benim." Deyip gülüşünü duyduğumda derince nefes aldım. İçime yavaşça girdiğinde ilk gün ki kadar acımasa da yavaş davranıyordu.

İçimde hızlanmaya başladığında inlemelerim arttı. Ellerimle kendime dokunmak istesem de yapamıyordum. "Dokun bana." Diye ihtiyaçla inlediğimde "Sabır bebeğim." Deyip içimde gel gite hızla devam etmişti. Gözlerimin kızardığına emindim.

Bana dokunduğunda ihtiyaçtan seğiren sertliğim dokunuşlarıyla daha da kendini kaybetmişti. Kısa süre sonra eline geldiğimde derin bir nefes aldım. O da hızla içimden çıkıp popoma boşaldığında derin bir nefes aldı.

Ellerimi çözüp kendini yanıma attığında ters döndüm ve ona baktım. O da bana bakıp gülümsedi ve kafama bir öpücük bıraktı. Yataktan kalkıp banyoya yürüdüm.

- -

Kısa bir duşun ardından içeri girdiğimde Baran hala üstü çıplak yatakta yatıyordu. Kalkıp yanıma geldi ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurduktan sonra banyoya geçti. Ben de üstümü giyinip yatın ucuna çıktım.

Derin nefesler aldığımda içim içime sığmıyordu. O yanımda olsa yeterdi cidden. Nefesi nefes almamı sağlıyordu. Beni ben yapıyordu. Sanki hep yarımdım ve o gelince tamamlandım.

Bu garip hisler vücudumu ele geçirdiğinde Baran arkamdan sarıldığında hafifçe yerimde sıçradım. O kadar derin düşüncelere dalmıştım ki geldiğini duymamıştım bile. "Haydi gezmeye gidelimm." Deyip Baran'a döndüm. "Dünü mahvettiğim için özür dilerim." Dediğinde ona döndüm.

"Önemli değil cidden." Dediğinde kafasını iki yana salladı. "Önemli ve telafi edicem söz veriyorum." Dediğinde gülümsedim. Limanı gördüğümde içeri geçtik. Yavaşça limandan indik ve arabaya binip gideceğimiz yeri söyledik.

Dün partiyi çok istiyordum evet ama bugünle telafi edebilirdi. O yanımda olduğu sürece sorun yoktu. İlk durağımıza yani Duomo Katedraline gelmiştik. Biletlerimizi gösterip içeriye girdik. Burası cidden tam da tahmin ettiğim gibi harika bir yerdi.

Yanımızdaki rehber bize içeriyi gösterirken yavaş yavaş dolaşıyorduk. Baran'la gördüğümüz her şey hakkında konuşuyor merak ettiklerimizi rehbere soruyorduk. Şu an evli bir çift gibi değilde arkadaş gibiydik ve bu da çok hoşuma gitmişti.

Her anlamda boşluğumu dolduruyordu ve bu onu yeme isteğimi daha çok arttırıyordu. Duomo Katedrali'nden çıktıktan sonra tam planladığım gibi buraya yakın olan bir diğer yere gittik. Galleria Vittoria Emanuele 2.

Burayı da gezerken yine aynı şekilde gezmiştik. Cidden içim bir tuhaf olmuştu. Onunla bu tür şeyler yapmak hatta en önemlisi benim hayallerimi gerçekleştiriyor olmak harika bir şeydi. İçerideki mağazalardan birkaç alışveriş de yapmıştık.

Dışarı çıktığımızda karnım guruldamaya başlamıştı. "Yemek yemeliyiz." Dediğinde onu kafamı sallayarak onayladım. "Beni ye." Dediğimde güldü. "Tatlıyı genelde sona bırakıyorum." Dediğinde gülümsedim. İstediğinde romantik olabiliyordu demekki.

Yanağını öptükten sonra "Ne yemek istersin ?" Dedi. "Pizzaaa." Dediğimde güldü. Arabaya binip pizzacıya geldiğimizde değişik olan her şeyi söylemiştik. Eşiniz zenginse hayatı yaşıyorsunuz demekti.

Tıka basa gülüşe gülüşe yemek yediğimizde çok yorulmuştum. Gün bitmek bilmiyordu resmen. Onunla o kadar keyifli vakit geçirmiştik ki. Otele geri döndüğümüzde hala kahkahalarımız susmamıştı. Sürekli garip garip anı anlatıyordu.

"Bak bir keresinde Merveyleyiz." Diye cümleye başladığında Merve'nin araması geldi aklıma. "İlk geldiğimiz günün gecesinde Merve aradı sen uyurken." Dediğimde gülüşü durdu. Kaşlarını çatıp telefonunu çıkarttı hemen.

Arkadaşları onun için önemliydi. Herkes arkadaşlarını önemserdi ama o çok fazla seviyordu ve bu hoş değildi. Gerçi banane arkadaşı sonuçta ama ne biliyim. Beni sevdiğini bile söylememişti. Aman neyse.

"Alo." Dediğinde karşıyı dinledi. "İyi misin ?" Diye endişeyle konuştuğunda kötü bir şeyler olduğunu hissetmiştim. Galiba çok yanlış düşünceler içerisindeyim. Baran balkona çıkıp konuşmaya devam ettiğinde arada bir bana bakıyordu.

Yatağa oturup onu beklemeye başladığımda birkaç dakika sonra geldi. "Sorun ne ?" Dediğimde sıkıntıyla nefes verip yanıma oturdu. "Merve eşcinsel. Ama babası bir erkekle evlenmesini istiyor. Çok garip ve cahilce bir hareket değil mi sence de ?" Dediğinde üzülmüştüm.

Cidden üzülmüştüm çünkü resmen nispet yapar gibi yüzüne kapatmıştım ve Baran'a söylemeyi unutmuştum. O da bir daha aramamıştı demekki. Babasından kaçacağı zamanlarda da Baran'da kalıyordu büyük ihtimalle.

Suçluluk duygusuyla yüzümü sıvazladım. "Ben özür dilemeliyim sanırım ondan." Dediğimde bana baktı. "Sorun etmez." Deyip bana anlayışla baktığında kıskançlık yaptığımı anlamıştı sanırım. Benim eşim zekiydi ya.

Bana bakıp sıkıca sarıldı. "Sorun yok bebeğim hadi uyuyalım daha çok günümüz var." Dediğinde gülümsedim. "Tamam ama dönünce ondan güzel bir özür dilemem lazım." Dediğimde kafasıyla onaylayıp yatağa girdi. Yanına yattığımda huzurlu bir uykuya bıraktım kendimi.

..

Bitti.

Mantık Evliliği (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin