Mantık Evliliği (bxb)

13

Fashion Week alanına geleli 3 saat olmuştu. Etrafta bir sürü insan varken biz Baran'la geride el ele mankenleri izliyorduk. Hepsi o kadar iyiydi ki cidden umarım bir gün ben de bu mankenlerden olabilirdim. O kadar hayranlık duyuyordum ki onlara cidden.

"Bu kadar izlemek yeter sanki bir şeyler mi yesek ?" Diyen Baran'la aslında hiç gitmek istemiyordum. Onun acıktığını fark ettiğimde kafamı onaylar anlamda salladım. Beraber alanın yanında yemek yedik.

Akşam partide kimler olacak çok merak ediyordum. Kimlerle tanışabilecektim. Kafayı yemek üzereydim. "Akşam kimler olacak partide ?" Deyip yemeği bitirdim. Baran bana dönüp "Ben de bilmiyorum ki bebeğim. Tek bildiğim içerisi gireceğiz , şarkı eğlence sonra çıkarız çok durmayız diye düşündüm." Dediğinde kafa salladım.

Kesin çok durmazdık kesin. Bir kere ben hayatımda ilk kez ciddi bir organizasyona katılıyordum. Babamların iş partilerine bile gitmezdim normalde. Hayat işte.

"Baran." Dediğimde bana baktı. İlk kez bu kadar çok bir şeyi söylemek istiyordum. "Söyle bebeğim." Dediğinde biraz gerilmiştim. Bu ani karar verme huyum acil geçmeliydi. "Seni seviyorum." Dediğimde boğazında lokmasının kalmasıyla öksürmeye başladı.

Suyunu uzattığımda alıp suyunu içti. Derin bir nefes aldıktan sonra yemeğine devam etti. Neydi bu şimdi ? Tamam beni sevdiğini söylemesini beklemedim zaten ama öylece yemeğine devam mı edecekti. O da yemeğini bitirdikten sonra kalktık.

Aramızda garip bir sessizlik mevcuttu şu an. Hata mı etmiştim acaba söylemekle. Belki de ben yanlış anlamıştım beni sevmiyordu nerden çıkarttıysam ben bunu. Sonuçta annesi için evlenmişti. Gerçi ben de babamlar için evlenmiştim ama ne bileyim.

Parti alanına geldiğimizde hala sessizdik. Şu an bir after partideydim ve bu sıradan bir after parti değildi ama ben eşim bana beni sevdiğini söylemediği için kafayı yemek üzereydim. Etrafımdaki ünlülere odaklanamıyordum ve bu bok gibi bir durumdu.

Baran kulağıma eğilip "Şurada bir arkadaşımı gördüm." Dediğinde kafamı sallayıp gitmesini bekledim. İçeriyi incelediğimde neon kırmızı mor ve pembe ışıklar vardı. Oldukça şık olan insanlarla üstüme lanet etmiştim.

Yanıma model olduğunu tahmin ettiğim birisi yaklaştı. "Ciao. (Merhaba.)" dediğinde gülümseyip aynı şekilde cevap verdim. "Chi ha lasciato questo bel ragazzo qui da solo? (Bu yakışıklıyı burada kim tek bıraktı ?)" dedi.

Kibar bir şekilde gülümsedim. "Mi stavo solo guardando intorno. (Öyle etrafa bakıyordum.)" dediğimde kafasını döndürüp etrafa baktı. "Fermiamo questo noioso e balliamo. (Bu sıkıcılığı bırakıp dans edelim.)" dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Dai, non ti mangio, non aver paura. (Hadi yemem seni korkma.)" deyip ısrarlarına devam edince onunla yoğun müziğin geldiği alana ilerledik. Baran'a bakmak için arkamı döndüğümde kolunda bir kadının eli vardı ve gülüşerek konuşuyolardı.

Benim eşim saçma sapan bir şekilde bir kadınla konuşuyorsa ben de başka erkeklerle dans edebilirim. Hırsla çocuğun yanına ilerledim. İsmini bile bilmiyordum. Etrafta gördüğüm tasarımcılarla çıldırmak üzereyken çocuk elimden tutup karşıma geçti.

Hafifçe kalçamı sallayarak dans etmeye başladığımda karşımdaki çocuk da aynı şekilde başladı. Arkamı döndüğümde kaşlarını çatmış bir şekilde hızla buraya ilerleyen Baran'la daha da çok dans etmeye başladım.

"Ne yapıyorsun ?" Diyip kolumu tutmasıyla "Dans ediyorum." Dedim. Çocuk türkçe konuştuğumuz için bize garip garip bakıyordu. Baran kolumdan beni çekmeye başladığında çocuk peşimizden gelip Baran'ın kolumdaki elini tuttu.