23

133 13 18
                                    

( Bu bölümü yazdıktan sonra atmayı unuttum. Kitap hakkında bana çok yardımcı olan @Black_Berry098 Doğum Gününe hediye olarak paylaşıcaktım ama benim unutkanlığım yüzünden baya geciktirdim. Wattpade pek girmiyorum ve unuttum. Tekrar tekrar özür dilerim ve HAPPY BİRTHDAYY😭💗)

İyi okumalar...

Ne zamandır buradayım bilmiyorum. Zaman algımı neredeyse kaybettim. Arada bir bana getirilen azıcık yemekle saatlerimi geçiriyorum. Belki de günlerimi demeliyim.

Tekrar ne kadar aralıklarla bana yemek getirildiğini bilmediğim zamanda önüme yemek geldi. Muhafız yavaşça kapımdan çekilirken tekrar bağırmaya başladım. "Lüfen beni burdan çıkarın! Ben kötü biri değilim!" Demirliklere tutunarak yere çökerken artık dayanıcak gücüm kalmamıştı. Ağlaklı sesim hala "Beni burdan çıkarın..lütfen" diyordu. Yere çöküp dizlerimi kendime çektim.

Öyle bir ağlıyordum ki sanki onca yaşadıklarımın acısını çıkarmak ister gibiydim. Göz yaşlarım gözümden süzülürken bütün dert ve acılarım da beraberinde gidiyordu sanki. Giderken canımı yakıyordu.

Göz yaşlarımı ellerimle sildiğim sırada tenimdeki yüzük işaretini gördüm. Parmaklarımı onun üstünde dolaştırdım. Ne hissederek bunu yapıyorum bilmiyorum. Sadece birkaç dakikalığına bunu yaparken kendimi rahatlamış hissettim.

Elimi bırakıp sırtımı duvara yasladım. Daha ne kadar burada kalıcam? Hiç kimsem olmazken herkesim olan kişileri özledim.

Ve tekrar o soğuk zeminde uyuyakaldım..

...

"Uyan! UYAN!! Sana ne yaptı?! Her tarafın buz gibi."

Bir yerlerden bir ses duyuyordum ama tam da algılayamıyordum çünkü bedenim çok yorgundu. Her tarafım ağrıyordu ve kendimde gözlerimi açacak gücü bile bulamıyordum.Bilincimin açık olmasına sevindim ne kadar kıpırdayamasam da.

Sesi tanımadığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Onca zamandır peşimde dolaşan sesi asla unutmamak için yemin etmiş gibi daha söylediği tek harfinden tanımıştım onu.

Jungkook benim için gelmişti.

Konuşamadım ama o beni anlamış gibi ilk önce üzerime ceketini örttü sonra ise beni kucaklayarak ilerlemeye başladı. Gözlerimi az da olsa aralayabilmiştim. Merdivenden çıkıyorduk.

Merdiven bitince bir sürü odadan geçtik. Kaç tane onu bile sayamadım çünkü göz kapaklarım bana hiç yardımcı olmuyordu. O önümüzü kesene kadar ilerlemeye devam ediyorduk. Tabi sonuçta kendi yeri. Bizim hareketimizi fark edebileceğini düşünmüştüm.

Şimdi ne olucak?

"Uzun zaman oldu." Dedi ilk önce Yoongi. Demek ki tanışıyorlar. Peki nereden? Jungkook eskiden melek olduğu için tanışıyo olmalırı normaldir tabi. Düşüncelerimi adam akıllı toparlayamıyorum. Bir soğuk beni bu kadar etkilemiş olamaz.

"Evet" dedi Jungkook. "Uzun zaman sonraki ilk karşılaşmamızın bu şekilde olmasını beklemezdim" dedi konuşmasına devam ederek. Yoongi ise ilk önce güldü sonra "Oysaki ben bundan daha iyisini düşünemezdim" dedi.

Sessizce yutkundum. Garip bir şekilde yavaş da olsa ısınmaya başlamıştım. Üzerimdeki ceket yüzünden mi bilmiyorum ama şu an odaklanmam gereken çok önemli bir mesele olduğu için çabuk ısınmam gerekiyor. Yoksa bedenim beni dinlemiyor.

"Ona ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedi Jungkook resmen sinir küpü olmuş bir şekilde. Gözlerimi tekrardan açtım ama kapasam daha iyi olacaktı çünkü Yoongi öyle bir gözle Jungkook'a bakıyordu ki kim görse dilini yutardı.

Sözlerine ilk önce sessizce başladı ama sonra giderek şiddetlenerek "Tapınağıma girmeye çalışan kötülere ne yaptıysam aynısını. Ne bekliyordun ki? Elimi kolumu sallayarak içeri girmesini mi?" Dedi. Jungkook beni daha sıkıca sardı. "Ne saçmalıyorsun" diye karşı çıktı Jungkook.

Kendimi biraz da olsa iyi hissetmeye başlamıştım bu yüzden Jungkook'un kucağından inmeye yeltendim ama beni bırakmadı. "İyiyim sorun yok" dedim ve ayaklarımı yavaşça yere koydum. Güzel! Hala ayakta durabiliyordum.

Bütün sinirlerim benim de Jungkook gibi gerilmişti ve artık kendimi tutmayacaktım. "Ben kimim biliyor musun?" Dedim ilk önce bir açıklama ister gibi. Ama ondan beklediğim açıklama gelmedi. Gözlerindeki alev giderek büyüdü sadece."Bunu hayır olarak kabul ediyorum güzel." Ellerimi ona doğru uzattım ve biraz parıltı çıkardım.

Sihir yaptım.

Yanındaki korumalar birden kılıçlarını bana doğru uzatınca gülümsedim. "Bu büyüyü sadece kim yapabiliyor biliyor musun? Aşk tapınağı meleği! Ve bil bakalım kim benim kim olduğumu bile bilmeden bir Meleği zindana attı?" Korumalara çekilmesini emrederken bana bir adım yaklaştı.

"Kim olduğunu söyleyebilirdin ve bende bunlara kalkışmazdım" dedi ellerini umursamaz bir tavırla sallarken. "Beni dinlemedin ki. Sana sadece bir davette bulunmak istemiştim ama sen sırf kendi bölgenin önünde hiçbir şey yapmadan durduğum için beni zindana attın!" Sinirim git gide çoğalıyordu bu yüzden sesim daha da yüksek çıkıyorfu. Bunun hiç hoşuna gitmediğini düşünüyorum.

"Neyse bi yanlış anlaşılma olmuş şimdi davetini de al ve git burdan"

Söylediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açılırken neye uğradığımı şaşırdım. Lan ben orda ölüyodum! Şimdi de hiçbir şey olmamıi gibi mi davranacağım. Şaka mı bu?

"O daveti kabul edeceksin." Bunu söyleyen ben değil Jungkooktu. Bana yardımcı olmaya çalışıyordu ama bu işi daha da kötüye götürecek gibi duruyordu. "Bana emir veremezsin. Bunun için daha büyüyüp bana yetişmen gerek Jungkook" dedi Yoongi tıslar gibi.

"Küçükken hiç öyle demiyordun ama. Bir kuyruğum olduğunu düşünmüştüm" dedi sert bir şekildr Jungkook. Ne olduğunu tam anlayamamıştım ama baya sert bir şey söylemiş olsa gerek Yoongi hemen cevabını verdi.

"Bu yüzden şeytana düşen ben değil sensin değil mi..
KARDEŞİM?"

Jungkook'un elinden alevler çıkmaya başlarken ben olayın şokundan çıkamamıştım.

Yoongi ile Jungkook kardeş miydi!?

Yazmaya üşenmezsem yeni bölüm 1 hafta içinde gelicek çok amin
💗💗💗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MORİ /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin