6

341 30 16
                                    

Okula vardığımızda ellerimi belime yerleştirdim. Bu çocuğun bizim okulda olması güzel bir tesadüftü. Benden küçükmüş. Yani bir alt sınıfta.

Uzun zamandır biriyle arkadaşça konuşmadığım için açıkçası ilk başta nasıl davranış  göstereceğimi bilemiyorum. Şimdi gerçekten benimle birileri konuşmaya başlayacak mı?

Tae ile sınıfa girdik ve sıramıza oturduk. Hoca gelince onu dinlemeye başladık. Sınıfımızda birinin daha geldiğini söyledi. Birkaç gündür sınıfımıza birikeri gelip duruyor. Acaba bu da melekimsi şeylerden biri olabilir mi?

Kapının açılmasıyla bütün gözler oraya döndü. İşte yine bir erkek sınıfımıza adımını atmıştı. Sınıfımızdaki kızlar kendi aralarında çok yakışıklı diye Fısıldaşırken ben hiçbir tepki vermiyordum. Çünkü söyledikleri kadar bir şey etrafta göremiyorum.

Ben mi körüm? Hayır hiç sanmıyorum.

"Merhaba ben Jeon Jungkook. İyi vakit geçirelim." Hoca ona yan sıramı işaret edince oda oraya doğru ilerledi. Kesinlikle buda melekimsi şeylerden biri yoksa benim yanıma oturabilecek kişi sanırım hala doğmadı.

Yanıma doğru ilerlerken bana baktı. Bu gözler sanki kahverengi değilde farklı bir renk olmalıydı. Ve ben sanki bu gözleri bir yerden tanıyorum. Ya da tamamen beynim benimle oynuyor. Aman ya kim geldiyse geldi. Şu an benim işim başka. Kavuşturmam gereken bir çift var.

Dersin bitmesini sabırsızlıkla bekledim. Zil çalmaya başladığı gibi de yerimden fırladım. Yeni gelen çocuğa baktığımda ise çoktan etrafına kızlar dolmaya başlamıştı. Pek umrumda değil.

Dokuzuncu sınıfların katına gittim ve Kim Jongin'i aramaya başladım. Uzun süredir dersi dinlememezliğim olmamıştı. Bu sefer plan yapmak için dersi dinlemedim. Yani aklımda iyi bir planım vardı. Umarım plan işe yarayacak.

Elimde tuttuğum iki mektuptan birini aldım. Jongin'i bulmamla ona verdim. Bu iki mektupta da öğle arası okulun arka bahçesinde buluşmak istediğim yazıyordu.

Sınıfına biraz daha bakındığımda Jennie'nin orada olmadığını gördüm. Bu yüzden aklıma gelen ilk yer olarak tuvalete baktım. Neyseki bulmam fazla sürmemişti tam aklıma gelen yerde tuvaletteydi. Ona da mektubu uzattıktan sonra hızlıca tuvaletten çıktım.

Tae de beni dışarda bekliyordu. Hızlıca onun yanına gittim ve elimi çak anlamında ona uzattım. O da hemen çaktı. Tae bana gülümsüyordu ama sanki içinde bir korku vardı. "Neler oluyor?" Dedim öğrenmek adına.

Bana dediği tek şey "Dikkatli olmalısın" oldu. Neden ki? Ortalıkta durumu kötüye sokacak hiçbir şey yoktu. "Tamam. Merak etme sihirim olmayabilir ama bizde de yumruk diye bir şey var." dedim onu rahatlatmak adına ama hiç rahatlamamıştı.

Zilin çalmasıyla sınıfa doğru ilerlemeye başladık. Gözüm bir çift göze takıldı. Şu yeni gelen çocuk neden bana bakıyor?

MORİ /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin