Jimin~
"Size uyan aklımı sikeyim ben. Hayır, hata sizde değil bende."
"Hyung bize söveceğine etrafta adam arayıp vursaydın şimdi bitiş noktasındaydık amına koyayım."
Sabahın erken saatinde Taehyung'ların evine gidip ordan oyun için belli alanların olduğu bir ormana gelmiştik. Hoseok, ben ve Taehyung aynı takımdaydık. Namjoon ve kızlarda karşı takımda. 148 IQ kişisi bizim onu koruyamayacağımızı düşünüp kızlarla aynı takımda olmayı hemen kabul etti. Taehyung asla bilmediğimiz kendi taktiklerine güvenip yanımızdan ayrılmıştı, aslında bizde ayrılacaktık ama Hoseok hyung sadece olduğu yerde daire çizince işimi garantiye almak adına yanında durmaya karar verdim. Keşke vermeseydim...
"Umarım götünden vurulursun Jimin bu haltlar hep senin başının altından çıkıyor!" Silahını sağa sola çevirip etrafta biri varmı diye bakarken yine bana yönelik hakaretlerini eksik etmiyordu. Bıkkınlıkla nefes verip kafamı ona çevirmeden konuştum.
"Birincisi; Bu halt benim değil Rose'nin başının altından çıktı, ikincisi; Götümle alıp veremediğiniz ne sizin?"
"İkizin değil mi, aynısınız işte?"
"Ah, tanrım! Bugün güzel bitsin lütfen-"
"HEY! O DA KİM?" diye bağırınca baktığı yöne doğru çevirdim elimdeki silahı.
"Hey sen?! Teslim ol ve çık ordan!"
"Hyung, orda kimse yok-"
"Şhh, sessiz olsana" diye çıkışınca ağzıma görünmez fermuar çekip peşinden yavaşça adımladım. Gerçekten birini görmüş müydü?
"Şu çalılığa bak nasıl sallanıyor. Arkasına saklanmış olan salak kim acaba?"
Çalılıktaki hareketliliği fark edip olduğum yerde durdum. Hoseok hyung bu oyunu fazla ciddiye almaya başlamıştı. Hem de birden bire?
"Çıksana amına koyayım seni mi bekleyeceğiz. Şerefinle vurul işte" derken çalılara doğru yaklaşıyordu. Bende onu 3 adım arkadan izliyor, etrafı gözetliyordum.
"Yandın- ANANI SİKEYİM!" Diyerek bana doğru geri geri geldiğinde onu fark etmekte biraz geç kalmıştım çünkü ikimizde yere halı gibi serilmiştik.
"Tanrım! Sırtım! Hyung ne gördün?"
"Şu yaratığı," diye gösterdiği sincabın ağaca tırmanışını izlerken içimdeki küfürü dışa vurup onu üzerimden ittim. "Üzerime zıpladı."
"Sen ciddi misin? Bir sincap yüzünden mi üstüm bok oldu?" Ayağa kalkıp üstümdeki toprak ve yaprakları elimden geldiğince yok etmeye çalıştım ama nafile, batmış durumdaydım. Hoseok üstüme düştüğü için sadece kolları zarar görmüştü.
"Ah, Jimin. Sana orda birisi olmadığını söylemiştim."
"Siktir git Hoseok. Ben şuraya bakıyorum sen de artık sincapla naparsan yap."
"Aman git, ben Taehyung'u bulacağım."
"Onun da böyle üstüne düş bak nasıl sikiyor seni." Silahımı yerden alıp yanından uzaklaşırken arkamdan sövmeye devam ettiğine emindim ama bunu takmadım ve dümdüz gitmeye başladım. Bir daha Hoseok'u yanıma almak gibi bir hata yapmayacaktım.
Ağaçların giderek bollaştığı bir alana gelip bir çalının arkasına çömelip gözetlemeye başladım. Bu salaklar neredeydi? Ya ben oyun alanından çok alakasız bir yerdeydim ya da onlar benden kurtulmak için arabaya binip kaçtılar çünkü hiçbirini oyun başından beri görmedim. Eğer saklanıyorlarsa da gerçekten iyiler demektir. Kulağıma dikkatle dinlendiği zaman duyulacak şekilde gelen silah sesleriyle olduğum yerde kıpırdanıp silahımı sağa sola çevirerek etrafa baktım. Yakında olabilirlerdi.
5 dakika kadar silah sesleri kesilinceye dek olduğum yerde bekledikten sonra bunun bir işe yaramayacağını anlayıp olduğum yere oturup bağdaş kurdum ve çalı yapraklarıyla oyalanmaya başladım. Ne de olsa yaklaştıklarını anlardım.
Elimden uçan yaprağa elimi uzatırken popomun üstünde havalanmıştım ama geri oturmam uzun sürmedi çünkü feci bir acı dağılmıştı vücuduma.
"Ağh, kıçım! Ahın tuttu dimi şomağızlı Hoseok! Taehyung bunu cidden yaptın mı? Takım arkadaşımsın amına koyayım-"
Elimle popomu tutarken kafamı arkaya çevirdim söylenerek ama beklediğim kişiyi görememiş olmak değil, beklemediğim kişiyi görmüş olmak beni sinirlendirmşti. Keşke Taehyung'u görmüş olsaydım. Bu Xiumin götü de nerden çıkmıştı şimdi?
"Senin ne işin var burda lan?" elindeki silahın ucunu yere indirip bana doğru konuştu. Sanırım o da beni beklemiyordu.
"Lan beni niye götümden vuruyorsun?! Ayrıca senin burda ne işin var şurda bi oyun oynuyoruz bari burda rahat bırakın amına koyayım!" Olduğum yerden kıvrana kıvrana ayaklanıp üzerine yürümeyi amaçlamıştım ama başarısız oldum çünkü popom feci halde sızlıyordu.
"Yoongi sandım seni ağlama hemen. Biz de oyun oynuyoruz, çıkmasaydın karşıma."
Bizde derken? Onlar burda mıydı? Harika. Umarım Jungkook ve Taehyung karşılaşmaz.
Bölüm sonu...
Merhabalaaaarr ben Swan
Normalde bölümü daha uzun planlıyorduk ama dedik bari diğer bölümde TaeKook moment olsun :)Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu oluruz öpüyorum sizi hoşçakalınnnn🤍....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opposite Class | Taekook
FanfictionSon dönemde yaşanan kavgaları yüzünden okuldan uzaklaştırma alan Kim Taehyung ve Jeon Jungkook, birbirlerinden habersiz okula geri döndükten sonra nefretlerinin aşkla sonlanacağını düşünmemişlerdi. *** "Sen beni öyle öpersen benim neye dönüşeceğimi...