Taehyung~
Uykumdan olmamak için açmamama rağmen hâlâ ısrarla çalan telefonuma söverek olduğum yerden elimi uzatıp telefonu komodinin üstünden aldım. Sabahın köründe kim arıyordu beni üst üste? Hay sikeyim seni.
Zorlamama rağmen tam anlamıyla açılmayan gözlerimi mağlubiyetle tekrar yumup kimin aradığına bakmadan telefonu açıp kulağıma koydum.
"Ne var?"
"Poğaça var simit var ne olsun?"
Hoseok.
"Daha karga bokunu yemeden ne arıyorsun beni?"
"Karga bokunda boğuldu amına koyayım. Saat 11 olmuş sen hâlâ uyuyorsun."
"Evet uyuyorum ve biliyor musun uyumaya devam edeceğim."
Cevap vermesini beklemeden telefonu yanıma bırakıp uyumaya devam ettim. Saatin 11 olması uyanmam için geçerli bir neden değildi. Hâlâ uykulu olduğumdan tekrar uyumaya çok müsaitti bedenim. Bilincim yavaş yavaş giderken tekrar çalan telefonu sinirle elime aldım. Hoseok arama amına koyayım uyuyorum ya.
"Hoseok babanın ağzına sıçay-"
"Günaydın?"
Tanıdık ve hoş bir ses kulaklarımı doldururken gözlerim cin gibi açıldı. Jungkook'tu bu.
Yanlış duyduğumu sanıp emin olmak için ekrana baktığımda "çay bardağı" yazısını görünce mal gibi sırıtmıştım. Bu akşam için Jungkook ile onun evinde yemek yemeyi planlamıştık. En son telefonda bunun hakkında konuşunca garip hissetmiştim. O akşam etkilendiği biri olduğunu söyleyince açıkçası biraz endişenlenmiştim ama bana karşı olan samimiyeti hâlâ aynı olduğu için içimi rahatlatmaya çalışıyordum. Telefona bakarak ne kadar düşündüm bilmiyorum ama Jungkook birkaç kere adımı seslenince telefonu tekrar kulağıma götürdüm. Pozisyonumu bozmadan telefonu kulağımda tutarken gözlerimi zorla açık tutmaya çalışıyordum.
"Taehyung? Orda mısın?"
"Burdayım. Şey sana da günaydın."
"Uykulu geliyor sesin. Uyandırdım mı?"
Tabii ki uyandırdın.
"Yo hayır uyanıktım."
"He iyi. Şey dicektim akşam için alışveriş yapıyorum. Özellikle istediğin bir şey var mı?"
"Ben her şeyi yerim Jungkook."
Sesi bi süre kesildi. Poşet gıcırtıları ve arkadan insan sesleri geliyordu.
"Ah pekâlâ. Taehyung bir şey daha soracağım."
Gözlerim bana meydan okuyarak kapanmakta ısrar ediyordu.
"Hmm?"
"Ramen reyonundayım. Tavuklu mu alayım yoksa acılı mı? Aslında ben daha çok tavuklu severim ama sen acılı seversen o da olur. Sonuçta ikimiz de yiyeceğiz. Ya da ikisinden de alayım değil mi? Evet, kesinlikle daha mantıklı ah ne salağım. İçecekte biraz soju alacağım ne diyorsun?"
"Frketmz."
"Ne? Anlamadım."
Üzgünüm Jungkook. Seninle konuştuktan sonra sabah 7 ye kadar uyuyamadım ve gözlerim bana isyan ediyor. Ve inan şu an tavuklu veya acılı ramen arasında seçim yapamayacak kadar mal bi kafadayım.
Cevap vermek için ağzımı açsamda sesimi ben bile zor duymuştum. Daha fazla zorlayamayacağımı anlayınca elimden kayıp yere düşen telefondan bilincim kapanmadan duyduğum son şey yine Jungkook'un sesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opposite Class | Taekook
FanfictionSon dönemde yaşanan kavgaları yüzünden okuldan uzaklaştırma alan Kim Taehyung ve Jeon Jungkook, birbirlerinden habersiz okula geri döndükten sonra nefretlerinin aşkla sonlanacağını düşünmemişlerdi. *** "Sen beni öyle öpersen benim neye dönüşeceğimi...