20- İnce bel, bir de Jungkook

1.2K 73 19
                                    

Jimin~

"Xiumin" dedim sinirden titreyen ellerimle saçlarımı beşinci kez geriye atarken. Çünkü Tanrı aşkına bu çocukla hayatımda ilk defa bir şey için iş birliği yapmaya çalışıyordum ama bu beni anlamıyor, götü başı ayrı oynuyordu.

"Ya alt tarafı Jungkook'a çaktırmadan Taehyung ile arasında ne olduğunu soracaksın. Ama bak ÇAKTIRMADAN. Bende Taehyung'un ağzını yoklayacağım. Anladın mı?"

"Anladık oğlum. Ama ben çok ihtimal vermiyorum söyleyeyim. "

"Ben çok ümitliyim çünkü değil mi? Ah, her neyse okula dönmem lazım. Salak Taehyung yüzünden arka taraftan kaçtım eğer geri gitmezsem işim yaş."

"Tamam ya hallederim ben Jungkook'u merak etme. Ne işi varmış Taehyung efendiyle öğrenelim."

"Bir şekilde öğren işte sana hiç güvenmiyorum ama yapacak kapasiten de var gibi."

"Sen daha beni tanımıyorsun küçük."

Oturduğum banktan kalkıp Xiumin'i son kez tembihlediğimde götüme tekme atarak beni göndermişti. Dayak istiyordu herhalde. Son kez evin bahçesine baktığımda Taehyung'u evden çıkarken gördüm. Daha fazla geç kalmadan ve ona yakalanmadan hızlı adımlarımı okul yolunda attım.

Çok geçmeden okula vardığımda beden dersi bitmişti bu yüzden üstümü değiştirme bahanesiyle soyunma odasına gittim. Çantamı hâlâ bıraktığım yerde görünce hemen içinden yedek gömleğimi çıkarıp üstümü değiştirdim ve sınıfa çıktım. Taehyung henüz gelmemişti. Geri kalan herkes sınıftaydı.

"Taehyung'u gördünüz mü? Beden dersinde sınıfta kalmıştı."

Jisoo'nun arkasını dönüp yönelttiği soruya hepsi olumsuz yanıt verince bakışları bana döndü. Gelecek soruyu bildiğim için cevap düşünmeye başladım. Soru bana şüpheci bakışlar atan ikizimden geldi.

"Sen nereye kayboldun birdenbire? Önce Taehyung sonra sen."

"B-ben şeydeydim ya soyunma odasında. Hah, çok terledim de üstümü değiştim."

Bence gayet makul bir cevaptı. Hem yalan sayılmazdı üstümü gerçekten değişmiştim. Aynı bakışları bi süre daha yüzümde gezince ilk gerildim ama kafa sallayıp önüne döndüğünde derin bi nefes bıraktım dışarı. Namjoon'un yanına oturdum. Gördüklerimi onlara anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyordum ama bir şeyleri daha net anlamadan söyleyip ortalığı birbirine katan kişi olmak istemiyordum. Bu yüzden şimdilik sessiz kalmayı tercih ettim. Umudum Xiumin'in de böyle yapması yönündeydi.

"Jimin!"

Hafif bir irkilme ile kafamı bana kaşları çatık bakan Jisoo'ya çevirdim. Dalmıştım ve sanırım bu seslenişi birkaç defa olmuştu.

"N-ne?

"Taehyung'u diyorum gördün mü?"

"Ben-"

"Paket etmişler sizi."

Cümleme başladığımda zilin çalması ve Taehyung'un o saniye sınıfa girip Hoseok ve Namjoon'a ithafen konuşması bir olmuştu. Kaşlarım çatılırken fark etmemesi için çaba bile göstermiyordum. Hoseok'un belli ki özenle düzelttiği saçlarını karıştırırken omzuna yediği yumrukla gülmüştü.

"Hepsi Hoseok yüzünden. Üç top atıyor ikisi potaya değmiyor."

"Ulan hırbo pota yamuktu ben napayım? Hırsızın hiç mi suçu yok?"

Opposite Class | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin