Taehyung~
Altıma sıçacak gibi hissediyordum. Jisoo banyonun kapısını açtığı an gözlerimi kapatıp sadece olacakları düşünmeye başladım. Ancak sesi çıkmayınca tek gözümü açıp önümdeki kardeşimin es geçerek banyoya baktığımda kimseyi göremeyince mal gibi bakakalmıştım. Hangi deliğe kaçtı bu?
"Nerde lan bu?"
"Kim nerde?"
Ağzımın içinde mırıldandığım şeyi duymuş olmasına şaşıramadım bile. "Hiç kimse, hadi gir banyoya" diye geçiştirip gülümseyince Jisoo'nun şüpheci bakışlarına karşılık onu omuzlarından banyoya sürükledim. Bu sırada gözüm açılan uzun geniş pencereye çarptı. Ne ara tuttuğumdan habersiz olduğum nefesimi huzurla verirken nerdeyse terlemeye başlayan saçlarımı geri ittim. Jungkook muhtemelen ordan kaçmıştı. Aferin lan tavşan dişli Kook. Zaten belinde ince hemen geçersin.
Lan. Şttt Taehyung ne diyorsun oğlum kendine gel.
"Taehyung sorunların mı var acaba? Önce girme diyorsun şimdi kendin banyoya sokmaya çalışıyorsun."
"Boşver sen beni. Çıkınca salona gel seninle de pes oynarı-"
"Seninle de derken?"
Aferin GERİZEKALI. Aferin GERİZEKALI TAEHYUNG. Jungkook az önce burdaydı desem daha az belli ederdim sanırım.
"Taehyung evde biri mi vardı?"
Ellerine sıktığı sabunla bana bakan kardeşime bıkmış gibi baktım. Çaktırma Taehyung çaktırma.
"Ne kadar soru sordun ya! Hadi bekliyorum çabuk gel" deyip banyonun önünü terk ettikten sonra salona geldim. Açık kalan oyunu baştan başlatıp konsolları hazırladım. Bu sırada gözüme koltukta duran Jungkook'un ceketi çarptı. Şu sıralar spora gittiğim için ceketten kolum bile zor geçmişti. Ya da Jungkook'un kolları çok inceydi. Tıpkı beli gibi.
La havle. Taehyung sanane oğlum adamın belinden.
Kafamı iki yana sallayıp ceketi aldım ve odama götürüp yatağımın üstüne attım. Bunu en kısa zamanda ona geri versem iyi olacaktı.
Jungkook~
Balkonun camından kendimi bıraktıktan sonra sesimin çıkmaması ve Jisoo'nun duymaması için kendimi çok zor tuttum çünkü bacağım yan bir şekilde altımda kalmıştı ve deli gibi ağrıyordu amına koyayım.Seke seke ve oldukça yavaş bir şekilde yürüyerek eve doğru yola koyuldum. Bazı insanlar yanımdan geçerken bana acınası bakışlar atıyor, doğuştan herhangi bir engelim olduğunu düşünüyorlardı. Taehyung senin beynine sokayım ben düştüğüm hale bak. Sik kafalı adam.
Eve bir şekilde vardıktan sonra anahtarımla içeri girdim ve salonda oturan ve tam olarak bana bakan babamdan kaçarmışcasına odama yöneldim. Tabi babam illa ki bana sataşacaktı. "Bacağına ne oldu? Gene nerelerde sürttün de kavga ettin Jungkook?"
Tanrıdan sabır dilemek adına derin bir nefes aldım. "Bir şeyim yok burktum biraz yürürken. Dinlenirsem geçer."
Dedim ve hızlıca(?) odama çıktım. Ve ne farkettim dersiniz? Sikeyim ki ceketim de orda kalmıştı. Umarım Jisoo herhangi bir şey anlamazdı yoksa bu her şeyin sonu demekti.
Her şeyi bir kenara bırakıp duşa girmeye karar verdim ve odamdaki banyoya yöneldim. Sıcak bir duş aldım ve bornozumu giyip çıktım. Ayağım gerçekten acıyordu.
Üzerimde bornoz ile yatağıma uzandım. Banyodan hemen sonra giyinmeyi sevmiyordum bir yarım saat bornozla oyalanırdım.
Yatağıma uzanmış tiktokta boş boş gezinirken whatsapptan mesaj gelmişti. Ve yazan kişi Taehyungtu. 'Numaramı nereden buldu bu ya?' diye düşünürken konum için numaralarımızı birbirimize verdiğimizi hatırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opposite Class | Taekook
FanfictionSon dönemde yaşanan kavgaları yüzünden okuldan uzaklaştırma alan Kim Taehyung ve Jeon Jungkook, birbirlerinden habersiz okula geri döndükten sonra nefretlerinin aşkla sonlanacağını düşünmemişlerdi. *** "Sen beni öyle öpersen benim neye dönüşeceğimi...